Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15467
Karar No: 2013/4913
Karar Tarihi: 02.05.2013

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/15467 Esas 2013/4913 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/15467 E.  ,  2013/4913 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ..., tapuda orman niteliğiyle kayıtlı ... Köyü 114 ada 1 parsel sayılı 2604965,99 m² yüzölçümlü taşınmazın miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir.
    Mahkemenin davanın kabulüyle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaliyle, 15/08/2011 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfiyle işaretli 1663,88 m²’lik bölümün tarla niteliğiyle davacı adına tesciline, parselden geriye kalan 2603302,11 m²"lik bölümün kayıt maliki adına 114 ada 1 parsel olarak tapuya kayıt ve tesciline dair verdiği karar, davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23.05.2012 tarih 2012/ 6017 – 7819 sayılı kararıyla bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ Mahkemece; bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfiyle işaretli 1663,88 m²’lik kısmın kültür arazisi olduğu ve davacı yararına kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, incelenen dosya kapsamına, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir.
    10.10.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3402 sayılı Kanunun 4/3. maddesi; "Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti kadastro ekibi tarafından yapılır ve bu durum ekip tarafından iki ay önce orman genel müdürlüğüne bildirilir. Buna karşılık iki ay içinde kadastro komisyonlarınca orman sınırlarının belirlenmemesi halinde kadastro çalışma alanı sınırları kadastro ekiplerince belirlenir ve çalışmalar bu kanun hükümlerine göre yürütülür.
    Kadastro ekiplerince bu şekilde tesbit ve ilân edilen yerlerde orman kadastro işlemleri de ikmal edilmiş sayılır. Orman kadastrosu kesinleşmiş yerlerde bu sınırlara aynen uyulur." şeklinde iken 22.02.2005 gün ve 5304 sayılı Kanun ile sözü edilen üçüncü fıkra değiştirilmiş ve aynı maddeye 4, 5 ve 6. fıkralar eklenmiştir. Bu değişiklikte 3. fıkra "Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanuna göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tesbiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak; bu çalışmalarda kadastro ekibine Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren 7 gün içinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir." şeklinde düzenlenmiş; eklenen 5. fıkrada ise, "Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırılma ve tesbitleri yapılarak otuz günlük kısmî ilâna alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır" hükmü yer almıştır.

    Yine, 27.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5831 sayılı Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununun 7. maddesinin birinci fıkrasının sonuna; "Ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonlarınca belirlenen orman sınırı niteliğini kazanır" cümlesi eklenmek suretiyle 6831 sayılı Kanun hükümleri 3402 sayılı Kanun hükümleri ile uyumlu hale getirilmiştir.
    Yukarıda belirtilen kanunların getirdiği bu yeni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca orman kadastro çalışmalarının yapıldığı, kadastro ekiplerince dava konusu taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesbit ve tescil edildiği ve kamu malı niteliğini kazandığı, 3402 sayılı Kanunun 16/D maddesi hükmünde "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, özel kanunları hükümlerine tâbi olduğu"nun belirtildiği, bu nedenle ormanlar hakkında özel Kanun olan 6831 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde de orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra tapulu taşınmazlarda tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri hükmünün bulunduğu, bu ilkelerin H.G.K."nun 08.06.2005 gün ve 2005/20-327 E. - 377 K. sayılı ve 28.06.2006 gün 2006/20-467 E. - 494 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği anlaşılmakla, davacının zilyetliğe dayanarak açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle (A) ile gösterilen bölüm yönünden kabulüne karar verilmesinin usûl ve kanunlara aykırı olduğu” na değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı olarak sınırlandırılmıştır. Orman kadastrosu işlemleri 09/06/2009 – 09/07/2009 tarihleri arasında kısmî ilâna çıkartılarak bu süre içinde itiraz edilmeyen taşınmazlar yönünden orman kadastro işlemi kesinleşmiştir.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 02/05/2013 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava konusu ... Köyü 114 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 3402 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca orman niteliği ile Maliye Hazinesi adına 01.09.2006 tarihinde tesbit edilmiştir.
    Kadastro tutanağının edinme sebebi sütununda; “...tapu ve vergi kaydına rastlanmayan bu parselin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan orman vasıflı taşınmazlardan olduğu ve orman vasfını koruduğu teknisyenliğimizce yapılan inceleme, muhtar ve bilirkişilerin müşterek beyanlarından anlaşılmakla, 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4. maddesine göre orman mühendisi ve ziraat mühendisinin katılımıyla Maliye Hazinesi adına tesbiti yapıldı.” beyanına yer verilmiştir. Tutanak 09.06.2009 – 08.07.2009 tarihleri arasında askıya çıkarılmış bu süre içerisinde itiraz edilmediğinden 09.07.2009 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu dava ise Sulh Hukuk Mahkemesine 09.02.2011 tarihinde açılmıştır.

    Mahkemece toplanan delillere göre davacının davasının kabulüne ilişkin karar verilmiş 20. Hukuk Dairesinin 2012/6017 E. ve 7819 K. sayılı çoğunluk kararı ile bozulmuş, mahkemece bozma ilâmına uyularak davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Bozma kararına karşı oy olarak yazılan kararda gerekçesi ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; 3402 Kanun hükümlerine göre yapılan tesbitlerde dava hak ve sürelerinin de aynı Kanunun, 12/3. maddesi uyarınca belirlenmesi gerektiği, bu halde 3373 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi hükümlerinin uygulama alanı bulunmadığı; her iki kanun maddelerinde öngörülen dava haklarının kişilerin dava hakkını kısıtlayıcı şekilde dar yorumlanmasının evrensel hukuk anlayışı ile bağdaşmadığı ve davacının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü hususların yerinde olup kararın BOZULMASI gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun ONAMA kararına katılamıyorum.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi