MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Zeytinli Köyü çalışma alanında bulunan 208 ada 8 parsel sayılı 45.830,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı ve hibe nedeniyle eşit hisse ile davalı ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın mera olduğunu ve zilyetlikle kazanılamayacağını ileri sürerek dava açmıştır. Taraf teşkili yönünden hükmün bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 208 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan ve davalı tarafın dayandığı Ağustos 1951 tarih, 18 ve 41 sıra numaralı tapu kayıtları kapsamında kaldığından söz edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak, aynı tapu kaydının revizyon gördüğü komşu 203 ada 5 sayılı parsel sayılı taşınmaz hakkında da Hazine"nin aynı nedenle dava açtığı, bu davanın da derdest olduğu dikkate alındığında, kayıt kapsamı belirlenmesinde aynı tapu kayıtlarının uygulandığı taşınmazlara ait davaların birlikte görülmesi gerektiğinin düşünülmemiş olması nedeniyle yapılan uygulamanın hüküm kurmaya yeterli olduğundan söz edilemez. O halde, mahkemece ve kayıt uygulamanın sağlıklı şekilde yapılabilmesi doğru sonuca varılabilmesi için aynı kayda dayalı davaların birlikte görülmesinin, tapu kaydının kapsamının sağlıklı belirlenmesi bakımından zorunlu olduğu göz önünde bulundurularak, davalı dayanağı tapu kayıtlarının revizyon gördüğü 203 ada 5 parsel sayılı taşınmazla ilgili dava dosyası bu dosya ile birleştirilmeli bundan sonra 3402 sayılı Yasa"nın 20. maddesi uyarınca tapu kaydının kapsamı belirlenip, her iki dosyasındaki deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu yön gözetilmeksizin esasa ilişkin yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre, diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 14.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.