23. Hukuk Dairesi 2015/5152 E. , 2018/39 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen kooperatif üyeliğinin ihraç kararının iptali davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 11.02.2015 gün ve 2014/2865 Esas, 2015/771 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin yüklenicisi olan ... A.Ş."den bir adet taşınmaz satın aldığını, anılan şirketle kooperatif arasındaki yazışmalar sonucunda B-9 numaralı villanın müvekkiline tahsis edildiğini, daha sonra kooperatifle yüklenici şirket arasındaki yapım sözleşmesinin tasfiye edildiğini, buna göre davalı kooperatifin şirketin satmış olduğu 91 adet villanın inşaatlarını tamamlamayı kabul ve taahhüt ettiğini, aradan geçen süre içerisinde davalı kooperatifin inşaatları belirlenen sürede tamamlamadığını, diğer villa sahiplerinin de müvekkilinin kendi villasındaki eksiklikleri tespit ettirdikten sonra yaptırmaya başladığını, esasen herkesin kendi inşaatını tamamlaması konusunda davalı kooperatif yönetimince alınmış kararların mevcut olduğunu, hal böyle iken müvekkiline tahsis edilen villaya kooperatif tarafından fiilen ek konulduğunu ileri sürerek, taşınmazın müvekkiline teslimini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili kooperatif ortağı olup, parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği için hakkında ihraç kararı alındığını, teslimi istenen villanın mülkiyetinin kooperatife ait olup, davacıya teslimi konusunda genel Kurul kararı bulunmadığını, davacının dava konusu villa için...A.Ş. unvanlı şirketle gayrimenkul yapım ve satış sözleşmesi imzaladığını, anılan şirketin müvekkili ortakları için pay karşılığı inşaat yapan firma olduğunu, davacının...A.Ş."ye 5.175.000.000,00 TL ödeyeceğini taahhüt edip, bu miktarın 75.000.000,00 TL"sini peşin ödeyip 5.100.000.000,00 TL"lik kambiyo senetleri verdiğini, yüklenici ile kooperatif arasında tasfiye sözleşmesinden sonra davacının...A.Ş. lehine düzenlediği senetlerin ciro edilerek kooperatife teslim edildiğini, davada husumetin kooperatife değil...A.Ş."ne yöneltilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 11.04.2006 tarih ve 2005/1763 E., 2006/3893 K. sayılı ilamıyla; davacı ile yüklenici firma arasında imzalanan sözleşme ile yüklenici firmaya yapım sözleşmesi uyarınca tahsis edilen ortaklık paylarını devri suretiyle nitelikleri belirlenen taşınmazların satımın amaçlanıp amaçlanmadığı üzerinde durulup, davacının kooperatife ortak olup olmadığının değerlendirilmesi ve ortak olduğunun kabulü halinde bu davanın dinlenebilmesi sürecinde hakkında ortaklıktan ihraç kararı alındığı ileri sürüldüğünden, ortaklık sıfatını taşıyıp taşımadığının tespiti ile böyle bir davayı açabilmek için aktif dava ehliyetine haiz olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken yetersiz inceleme ve gerekçelerle davacının taşınmazda ortak sıfatıyla değil yükleniciyle yapmış olduğu satım sözleşmesi uyarınca hak sahibi olduğunun belirlenmesi ve davanın kabulünün doğru olmadığı, ayrıca davacının konutunun kendisine teslimini isteyebilmesi için, gerek yükleniciyle arasındaki sözleşme ve gerekse ortak olarak kabulü halinde bu sıfatla davalı kooperatifin ciro yoluyla hamili olduğu ve davacı tarafından keşide edilen senet bedellerini ve genel giderlere katılım payını ödemiş olması gerektiğinden bu arada davacının varsa projeye uygun olarak yapmış olduğu masrafların yapması gereken ödemelerden mahsubu
suretiyle alacaklılık-borçluluk durumunun belirlenmesi suretiyle hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan incelemeyle ve anılan senetlerin sırf takibe konulmuş olması ve/veya ilama bağlanmış olmasının onların tahsil edildiği anlamına gelmeyeceğinin düşünülmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının yükleniciden satın aldığı B9 nolu villanın kooperatif adına kayıtlı olduğu, davacının kesinleşmiş mahkeme kararları ve yapılan sözleşmeye nazaran davalı kooperatifin yüklenicisine ödeme yapmak suretiyle dava konusu villayı satın aldığı, özel ortak statüsünde üye olduğu, kooperatif genel kurulunun bilgi ve kabulünde olan sözleşme ile yönetim giderleri dışında herhangi bir ödeme yapılmamasının kararlaştırıldığı, davalı kooperatifin tasfiye protokolü çerçevesinde davacıya yüklenen edimlerinin yerine getirilmesini isteyebileceği ve yönetim giderini talep edebileceği, dava dışı...ile davalı kooperatif arasında yapılmış olan 27.03.1995 tarihli tasfiye doğrultusunda davalının davacının ödemelerine karşılık villanın teslimini üstlenmiş olduğu, davacının senetlerde bahsi geçen 3.150,00 TL"lik ödemeyi yaptığı konusunda delil sunamadığı, davacının tasfiye sözleşmesi kapsamında davalıya ödemesi gereken 4.700,00 TL tutarlı semen yönünden 175.000,00 TL dışında ödeme gerçekleştirdiğini kanıtlayamadığı, davalının da villayı tamamlama yükümlülüğünü yerine getirmediği, bu kapsamda semenin indirilmesi yöntemine göre %10 ödeme kapsamında davacının ödemesi gereken tutarın 4.007,50 TL olduğu, davacının özel statülü ortak olsa da genel kurul kararıyla bağlı olduğu, aktif faiz oranına göre davacının 39.619,00 TL faiz ile bu tutarı depo etmesi gerektiği, tescil talebinin dava dilekçesinde yer almadığı, davalının eksik inşaat edimini semenden indirildiğinden davalının inşaatı tamamlama yükümlülüğü bulunmadığı, davacının verilen kesin sürede borç ve işlemiş faiz tutarını depo ettiği davacı tarafça yapması gereken ödemelerin yargılama sürecinde yapılıp tamamlandığı ve bu şekilde davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile dava konusu bağımsız bölümün davacıya teslimine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiş, mahkemece verilen karar Dairemizin 11.02.2015 günlü, 2014/2865 E., 2015/771 K. sayılı ilamı ile onanmıştır.
Bu kez, davalı vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 17,20 TL harç ve takdiren 315,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 16.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.