Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/8291
Karar No: 2022/1323
Karar Tarihi: 17.02.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8291 Esas 2022/1323 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, miras yoluyla intikal eden taşınmazlara ilişkin şerh verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Ancak, yapılan incelemede taşınmazların taksim sözleşmeleri ile diğer mirasçılar arasında paylaşılmış ve fiili kullanım şeklinde sorun yaşanmamış olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple davacıların taksimin geçersizliğini ileri sürmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde kabul edilmiştir ve davanın kısmen kabul edilmesi doğru bulunmamıştır. Kararda, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun miras ortaklığına dahil taşınmazlara ilişkin miras taksim sözleşmesinin geçerliliği için tüm mirasçıların katılımı ile adi yazılı şekil yeterli olduğu ve paylı mülkiyete dönüştürülmüş ya da diğer mirasçıların oluruyla bir veya birkaç mirasçı adına tescil edilen durumlarda bu sözleşmenin yapılmasının sonuç doğurmayacağı ifade edilmiştir. Ayrıca Türk Medeni Kanunu'nun dürüst davranma ilkesine göre herkesin hukuki ilişkilerde dürüst, namuslu ve ahlaklı davranması gerektiği belirtilmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2021/8291 E.  ,  2022/1323 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : 3402 sayılı Yasanın Ek-4. Maddesi Uyarınca Şerh İptali Talebi
    MAHKEMESİ : ... Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasında ... Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun süreden reddine, davalı ... vekilinin istinaf talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş olup, bu kez davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kullanım kadastrosu sonucunda, ... ili ... ilçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 237 ada 34, 40 ve 242 ada 10 parsel sayılı tarla niteliğindeki taşınmazlar, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, 1980 yılından beri davalı ... kullanımında olduğu şerh verilerek, Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
    Davacılar ..., ..., ..., taşınmazların miras yoluyla intikal ettiğini ve geçerli miras taksim sözleşmesi bulunmadığını belirterek tüm mirasçılar adına şerh verilmesi istemiyle dava açmışlardır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, taşınmazların vasfının değiştirilmesine ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hükmün davacılar ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacıların istinaf talebinin süre yönünden reddine, davalı ... vekilinin talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve ... bu karar, davacılar ve davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 676. maddesi (... 743 sayılı TKM'nin 611.) uyarınca miras ortaklığına (terekeye) dahil taşınmazlara ilişkin miras taksim sözleşmesinin geçerliliği için tüm mirasçıların katılımı ile adi yazılı şekil yeterlidir. Miras paylaşımı (taksim) ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı sırada miras ortaklığına dahil, paylaşılmamış olan miras mallar için söz konusudur. Paylı mülkiyete dönüştürülmüş ya da diğer mirasçıların oluruyla bir veya birkaç mirasçı adına tescil edilen durumlarda miras taksim sözleşmesi yapılması sonuç doğurmaz.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Dürüst davranma” başlıklı 2. maddesinde; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmüne yer verilmiştir.
    Buna göre; dürüstlük, herkesin uyması gerekli olan genel ve objektif bir davranış kuralıdır. Bu kural, kişilerin tarafı oldukları hukuki ilişkilerde dürüst, namuslu, ahlaklı ve diğer kişilerde yaratılan güvenle tutarlı şekilde davranmalarını ifade eder. Buna göre belirli bir hukuki ilişkide dürüstlük kuralına uygun davranış; toplumdaki dürüst, namuslu ve orta zekalı bir kişinin, genel ahlâk, doğruluk ve karşılıklı güven esaslarına uygun davranış biçimidir. Dürüstlük kuralına uygun bu davranışın belirlenmesinde, toplumda geçerli olan genel ahlâk kuralları, günün adet ve uygulamaları, davranışın söz konusu olduğu hukuki ilişkilerin içerik ve amaçları da dikkate alınacaktır (..., S.: Türk Özel Hukuku 6. Baskı ... 2011, s.226-227).
    Diğer bir anlatımla dürüst davranma “bir hak sahibinin hakkını kullanırken veya bir borçlunun borcunu yerine getirirken iyi ve doğru hareket etmesi yani dürüst, namuslu, makul, fiilinin neticesini bilen, orta zekalı her insanın benzer hadiselerde takip edecek olduğu yolda hareket etmesi” anlamındadır.
    Bir hakkın dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılması suretiyle başkasına bir zarar verilmesi hakkın kötüye kullanımını oluşturur. TMK’nin 2. maddesi hükmü herkesin haklarını, toplumda geçerli doğruluk dürüstlük ve ... ilişkilerinin gerektirdiği karşılıklı güven anlayışına uygun olarak kullanmasını emreder. Hakkın kullanımı ölçütünü Türk Medeni Kanunu'na göre dürüstlük kuralları verir. Bunun yanında ayrıca hak sahibinin başkasını ızrar kastıyla hareket etmiş olup olmadığını araştırmaya gerek yoktur. Önemli olan başkasına zarar vermek kastı değil, hakkın dürüstlük kurallarına aykırı olarak kullanılması sonucunda başkasının zarar görmüş olmasıdır.
    Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağı kuralının amacı, hâkime özel ve istinaî hallerde (adalete uygun düşecek şekilde) hüküm verme imkânını sağlamaktır.
    Somut olayda, tarafların kök murisi ... ...’ın 29.01.2010 tarihinde ölümüyle geriye mirasçı olarak çocukları ... sağlığında, 11.04.1992 tarihli...ve ... arasında düzenlenen adi yazılı sözleşme ve 29.04.1992 tarihli noter onaylı muris ... ...’ın da katıldığı sadece erkek çocukları arasında imzalanan sözleşme ile paylaşım yapılmıştır. Belirtilen taksim sözleşmeleri davacılar İsa ve ...' ın da katılımıyla erkek çocuklar arasında yapılmış ve taksim tarihinden kullanım kadastrosunun yapıldığı 2012 tarihine kadar taşınmazların sözleşmelerle belirlenen şekilde bir kısım mirasçılar tarafından kullanıldığının anlaşılmış olması karşısında, davacıların taksimin geçersizliğini ileri sürmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.
    Taksim sözleşmeleri uyarınca, davacılara muristen kalan dava konusu olmayan başka taşınmazların da, çekişmesiz olarak mirasçılar arasında kullanılıyor olması ve davacıların tüm taşınmazlara ilişkin 20 yıldır süregelen fiili kullanım şekline itiraz etmemiş olmaları göz önüne alındığında, davacıların eylemli durum ile zilyetliğe karşı çıkmadıklarının, davalı tarafın kullanımına rıza gösterdiklerinin ve bu parsellere ilişkin zilyetlik iradelerinin bulunmadığının kabulü gerekeceğinden, davanın reddi yerine kısmen kabulü doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine; davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir suretin de İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 35.90 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 44.80 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına, 17.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi