Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11383
Karar No: 2022/1305
Karar Tarihi: 17.02.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11383 Esas 2022/1305 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, bir kullanım kadastrosu davasında, davacının, çekişmeli taşınmazın yalnızca kendi fiili kullanımında olduğu iddiasına dayanarak açtığı davada karar vermiştir. Mahkeme, taşınmazın öncesinde tarafların ortak murisi tarafından tarla olarak kullanıldığı, murisin ölümünden sonra oğulları davacı ve davasız tarafından taşınmaz üzerine fındık dikilerek bahçe haline getirilip zilyet edildiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ancak, taşınmaz üzerindeki fındık ocaklarının davacı ile davasız kardeşi tarafından dikilip yetiştirildiği belirlendiğinden fındık ağaçlarının 1/2 payının davacıya ait olduğunun tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiştir. 2022/1305 sayılı karar, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 6831 sayılı Kanun'un 2/B Maddesi: Orman sınırları dışına çıkarılabilir arazileri belirler.
- 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi: Yargılama sürecindeki
8. Hukuk Dairesi         2021/11383 E.  ,  2022/1305 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Kullanım kadastrosu sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 174 ada 16 parsel sayılı 1066.89 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, üzerindeki fındık bahçesinin 1981 yılından beri ..., ... ve ... kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına tespit edilmiştir.
    Davacı ..., taşınmazın yalnızca kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 174 ada 16 parsel sayılı taşınmazın beyanlar hanesindeki davalılar ... ve ... adına olan zilyetlik şerhinin iptali ile taşınmazın tamamının davacı ...'nin kullanımında olduğunun taşınmazın beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazın 1995 yılında orman sınırları dışına çıkarıldığı ve o tarihten beri davalıların herhangi bir fiili kullanımının bulunmadığı, taşınmazın sadece davacı kullanımında olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Mahkemece mahallinde yapılan keşifler ve genel beyanlara göre çekişmeli taşınmazın öncesinde tarafların ortak murisi ...'ın tarla olarak fiili kullanımında bulunduğu, ölümü ile mirasçılarına kaldığı, ancak murisin ölümünden sonra oğulları davacı ... ve dava dışı ... tarafından taşınmaz üzerine fındık dikilerek bahçe haline getirilip zilyet edildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça, murisin ölümünden sonra murise ait taşınmazlar ile çekişmeli taşınmazdaki kullanım hakkının mirasçılar arasında paylaşıma tabi tutulduğu iddia ve ispat edilememiştir. Zira, ilk keşifte bizzat davacı tanığı ... tarafından evveliyatında dava konusu 174 ada 16 parsel ile komşu 17 parselin bütün olarak kullanıldığı beyan edilmiş, Kadastro Mahkemesinin 2014/67 Esas, 2014/201 Karar sayılı dosyasında davacının kardeşi ... tarafından dava konusu edilen 174 ada 17 parsel sayılı taşınmazın muris ...’dan intikal ettiği ve taksim edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Evvelce dava konusu 174 ada 16 parselle bütün olduğu belirtilen 174 ada 17 parsele ilişkin bu kararın da taraflar arasında güçlü delil teşkil ettiğini kabul etmek gerekir. Tereke paylaşılmadığı sürece, mirasçılardan biri ya da bir kaçı tarafından sürdürülen fiili kullanımın, tereke adına olduğunu kabul etmek zorunludur. Bu durumda ortak muris ... mirasçısı olan davacı ...’ın fiili kullanımının, tereke adına sürdürüldüğünün kabulü gerekir. Dava, mirasçılar arasında görüldüğüne ve taraflar dışındaki diğer mirasçılar, kullanımda payları olduğunu ileri sürmediklerine ve tespit sırasında davacı lehine verilmiş bulunan zilyetlik şerhi miras payından fazlasını içermekte olduğuna ve davacının davası ile aleyhine hüküm kurulması mümkün bulunmayacağına göre kullanıma ilişkin talebin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, taşınmazlar üzerindeki fındık ocaklarının davacı ... ve kardeşi ... tarafından dikilip yetiştirildiği belirlendiğine göre fındık ağaçlarının 1/2 payının davacı ...'ye ait olduğunun tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar vermekle yetinilmesi gerekirken; dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, usul ve yasaya aykırı olan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... ve ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ...'ya iadesine, 17.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi