Esas No: 2021/4457
Karar No: 2022/1304
Karar Tarihi: 17.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/4457 Esas 2022/1304 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalıların çalışma alanında bulunan taşınmazların belirli bölümleri Hazine, belirli bölümleri ise belirtilen kişilere ait olduğu tespit edilmiştir. Hazine'nin aleyhine olan itirazlar sonucunda belirli bölümler Hazine'ye, diğer bölümler ise belirtilen kişilere ait olacak şekilde kadastro tutanakları düzenlenmiştir. Ancak dava konusu taşınmazların tamamının Hazine adına tesciline karar verilmiştir. Bu nedenle, davacıların temyiz itirazları kabul edilmiş ve hüküm bozulmuştur. Ayrıca, başka bir davanın kararındaki bilirkişi raporu hükümde etkili olmuş ve hükmün infazında tereddüt oluşmuştur. Bu nedenle, bu bilirkişi raporu doğrultusunda hükmün düzeltilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak; 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. maddesi belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVACILAR : ... ... ve Arkadaşları
DAVA TÜRÜ : Kadastro
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacıların tavzih talebinin reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı ... ... ve ... vekili ile davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 479, 480 ve 481 parsel sayılı sırasıyla 19960, 8746, 19360 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan 479 parsel ... ..., 480 parsel Hazine ve 481 parsel ... adına tespit edilmiştir. Hazinenin 479 ve 481 parsel sayılı taşınmazlara, ... ...’in 480 parsel sayılı taşınmaza yönelik itirazları üzerine Kadastro Komisyonunca 479 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle işaretli 3.704,27 metrekare yüzölçümündeki bölümü ile (B) harfiyle işaretli 4.609,53 metrekare yüzölçümündeki bölümünün Hazine, (C) harfiyle işaretli 4.418,30 metrekare yüzölçümündeki bölümü ile 479 parsel olarak gösterilen 7.227,90 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... ... adına; 480 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle işaretli 2.186,05 metrekare yüzölçümündeki bölümünün Hazine, 480 parsel olarak gösterilen 6.559,95 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... ... adına, 481 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle işaretli 615,76 metrekare yüzölçümündeki bölümünün Hazine, 481 parsel olarak gösterilen 18.744,24 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... adına tesciline karar verilmiştir.
Komisyon kararına karşı ... 481 parselin (A) bölümüne, ... ... ise 479 parselin (A) ve (B) bölümü ile 480 parselin (A) bölümüne yönelik olarak dava açmışlardır. Mahkemece, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 28.09.1998 tarihli ve 1998/3151 Esas, 1998/3951 Karar sayılı bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda davacıların davasının reddine, çekişmeli 479, 480 ve 481 parsel sayılı taşınmazların tamamının Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.12.2000 tarihli ve 2000/4211 Esas, 2000/4748 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davacı ... ... ve ... tarafından 06.08.2020 havale tarihli dilekçeler ile kararın hüküm fıkrasının düzeltilmesi isteminde bulunulmuştur.
Davacı ... ise aynı safahattan geçen ve daha önce hüküm fıkrasının düzeltilmesi istemiyle açtığı dava sonucu Mahkemenin 25.05.2016 tarihli ve 2015/108 Esas, 2016/21 Karar sayılı kararı ile 484 parsel sayılı taşınmazın, 23.259,64 metrekare yüzölçümü ile murisi ... adına tesciline karar verilip kesinleştiğini ancak hükme esas bilirkişi raporunda taşınmaz yüzölçümünün 24.409,13 metrekare olarak belirlendiğini belirterek hükmün tavzihini istemiştir.
Mahkemece, 27.11.2020 tarihli ve 2015/108 Esas, 2016/21 Karar sayılı ek karar ile davacı ... ..., ... ve ...’in tavzih istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ... ve ... vekili ile ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı ...’in temyiz itirazlarının incelenmesinde; öncelikle, davacı ...’in talebi ile davacı ... ... ve ...’in talebi Mahkemenin farklı kararlarına ilişkin olup 6100 sayılı HMK’nin 167. maddesi gereğince bu davaların birbirinden ayrılması gerekmektedir.
Mahkemenin 25.05.2016 tarihli ve 2015/108 Esas, 2016/21 Karar sayılı kararı ile 08.06.2015 ve 25.04.2016 tarihli bilirkişi raporlarında belirtilen 484 ile işaretli 23.259,64 metrekare alanın davacı murisi ... adına tesciline karar verilmiş ve karar 26.12.2019 tarihinde kesinleşmiştir. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın yüzölçümü 24.409,13 metrekare olarak belirlendiğinden hükmün infazında tereddüt oluşmuştur. 6100 sayılı HMK’nin 305 vd. maddeleri gereğince taşınmazın yüzölçümünün hükme esas alınan bilirkişi raporuna uygun şekilde tavzihi gerekirken kararın kesinleştiğinden bahisle tavzih talebinin reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup, bu nedenle hükmün bozulması gerekmektedir.
2- Davacı ... ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; her ne kadar temyiz eden davacılar vekili temyiz dilekçesinde, Mahkemenin 27.11.2020 tarihli ve 2015/108 Esas, 2016/21 Karar sayılı ek kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurduğunu bildirmiş ise de, Mahkemenin esasa ilişkin 22.02.1999 tarihli ve 1999/4 Esas, 1999/2 Karar sayılı dosyasında, davacı ... ... ve ... davada vekille temsil edildikleri halde, Yargıtay ilamı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. maddesine aykırı şekilde davacı asillere tebliğ edildiğinden, usulsüz tebligat nedeniyle karar kesinleşmemiştir.
Hal böyle olunca, davacı ... ... ve ... vekilinin talebinin Yerel Mahkemenin ek kararına karşı temyiz istemi mahiyetinde değil, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 04.12.2000 tarihli ve 2000/4211 Esas, 2000/4748 Karar sayılı ilamı hakkında "karar düzeltme istemi" mahiyetinde olduğunu kabul etmek gerekmiştir.
Davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin esastan incelenmesine gelince; dosya içerisinde yer alan kadastro tutanakları ve eklerinin suretlerine ve dosya kapsamına göre, tespite itiraz üzerine Kadastro Komisyonu tarafından 479 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle işaretli 3.704,27 metrekare yüzölçümündeki bölümü ile (B) harfiyle işaretli 4.609,53 metrekare yüzölçümündeki bölümünün Hazine, (C) harfiyle işaretli 4.418,30 metrekare yüzölçümündeki bölümü ile 479 parsel olarak gösterilen 7.227,90 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... ... adına; 480 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle işaretli 2.186,05 metrekare yüzölçümündeki bölümünün Hazine, 480 parsel olarak gösterilen 6.559,95 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... ... adına, 481 parsel sayılı taşınmazın (A) harfiyle işaretli 615,76 metrekare yüzölçümündeki bölümünün Hazine, 481 parsel olarak gösterilen 18.744,24 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ... adına tesciline karar verilmiş olup, komisyon kararına karşı Hazine tarafından dava açılmadığından, ... ... ve ... adına tescile karar verilen bölümler yönünden komisyon kararı kesinleşmiştir. Davacı ... 481 parselin (A) bölümüne, ... ... ise 479 parselin (A) ve (B) bölümü ile 480 parselin (A) bölümüne yönelik olarak dava açmışlardır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen ilamı ile özetle, "davacıların dava açtıkları bölümleri belgesiz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap etmeleri mümkün olmadığından, bu bölümlere ilişkin davalarının reddine karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuş; Mahkemece de bozma ilamına uyulmuştur. Dolayısıyla; Mahkemece sadece dava konusu edilen taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tesciline, diğer bölümlerin ise komisyon kararında olduğu gibi tesciline karar verilmesi gerekirken; davanın kapsamı dışına çıkılarak çekişmeli 479, 480 ve 481 parsel sayılı taşınmazların tamamının Hazine adına tesciline karar verilmesi doğru olmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve eklerinin asılları dosya içerisine alınmalı, bundan sonra açıklandığı şekilde sadece dava konusu edilen taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tesciline, diğer bölümlerin ise komisyon kararında olduğu gibi tesciline karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ...’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... ... ve ... vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 04.12.2000 tarihli ve 2000/4211 Esas, 2000/4748 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve Mahkemenin esasa ilişkin 22.02.1999 tarihli ve 1999/4 Esas, 1999/2 Karar sayılı hükmünün BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 17.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.