11. Hukuk Dairesi 2019/2243 E. , 2020/5920 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 20.09.2017 tarih ve 2014/410 E- 2017/868 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 22.11.2018 tarih ve 2018/41 E- 2018/1447 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin davacılar ..., ..., ... vekili tarafından duruşmalı, davalı vekili tarafından duruşmasız istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.12.2020 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan bir kısım davacılar vekili Av. ... ile davalı vekili Av. .... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkillerinin davalı şirket ortağı ..."ın vefatı sonrası miras yoluyla şirkete ortak olduklarını, davalı şirketin 5.10.2012 tarihinde genel kurulunun toplanmasına karar verildiğini, genel kurulda görüşülecek konularla ilgili sorular yöneltilerek bilgi istenildiğini, şirket yönetiminin TTK"nın 428. maddesi gereğince hazır edilmesi gereken belgeleri hazır etmediğini, toplantıya çağrının yasaya uygun yapılmadığını, 05.09.2012 tarihinde yapılan 2009 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan 6, 7, 8 no"lu 2010-2011 yılları genel kurulun 6, 7, 8, 9 no"lu kararların iptallerini talep ettiklerini, 6 no"lu karar ile YK üyelerine huzur hakkı ödenmesine karar alındığını, huzur hakkının artırılmasına ilişkin haklı bir neden bulunmadığından iptali gerektiğini,7 no"lu karar ile kendi ile işlem yapma ve rekabet etme yasağının kaldırılmasına karar verildiğini, 8 no"lu karar ile özel denetçi taleplerinin reddine karar verildiğini, sermaye artışına ilişkin 3 no"lu karar ile artırılan sermayeye neden gerek duyduğu hususunun açıklanmadığını, LBMA üyeliği nedeniyle artırım yapıldığının açıklandığını ancak bu yönde şirkete bir bildirim yapılıp yapılmadığının açıklanmadığını, 10.252.146,59 TL"nin karşılanacağı kaynağın açıklanmadığını, 2.747.853,41 TL"lik kardan karşılanacak kısmında nasıl hesaplandığının açıklanmadığını, sermaye artışının iyi niyetli olmadığını, 05.09.2012 tarihinde yapılan B grubu pay sahipleri genel kurul toplantısında alınan 3 nolu kararların da iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, usulüne uygun olarak çağrının yapıldığını, 15 gün öncesinde tüm finansal tablolar, faaliyet ve denetim raporlarının paydaşların incelemesine sunulduğunu, davacılar vekilinin 31.08.2012 günü talep etmiş olduğu belgelerden hazır olanların verildiğini, diğerlerinin de sonradan incelenebileceğinin bildirildiğini, alınan kararların kanuna ve dürüstlük kuralı uygun olduğunu, sermaye artışının yasal mevzuat gereği zorunluluktan ve şirket menfaatleri ile ticari planlama gereğince objektif nedenlerden doğduğunu, müvekkili şirketin LBMA üyeliğinin devam etmesi için sermaye artışının gerekli olduğunu, artırılan sermayenin %87"sinin şirket bünyesinden karşılandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi"nce tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile 05.09.2012 tarihinde yapılan 2009 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında alınan gündemin 7 no"lu maddesinin ve aynı tarihte yapılan 2010 ve 2011 yıllarına ait Olağan Genel Kurul toplantılarında alınan gündemin 8 no"lu maddesinin rekabet yasağının kaldırılmasına ilişkin kararın yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile iptallerine, bunun dışında kalan maddeler yönünden iptal istemlerinin reddine karar verilmiş, özel denetçi atanmasına ilişkin davasının bu dava ile birlikte görülmesi usulen mümkün olmadığından özel denetçi tayinine ilişkin (2009 yılı 8 no"lu, 2010-2011 yılı 9 no"lu karar) HMK nın 167. maddesi gereğince dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce, davalı vekilinin iptaline karar verilen 2009 yılı genel kurulunun 7 no"lu, 2011 ve 2012 yılları genel kurulunun da 8 nolu kararlara yönelik istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, ..."ın işbu kararlar alınırken oy kullanamayacağı, kullandığı oyun neticeye etkili olduğu, davacıların vekaleten toplantıda hazır bulundukları anlaşılmakla çağrıda usulsüzlük yapıldığı iddiasına dayanamayacakları, belirlenen huzur hakkının şirketin mali yapısı dikkate alındığında orantılı ve dengeli olduğu, yönetim kurulu ve murakıpların seçimine ilişkin itirazlara dair somut verinin mevcut olmadığı genel kurulun bu konuda karar alma ve takdir yetkisi çerçevesinde karar alındığı, sermaye artırım kararına gelince, davalı şirketin LBMA"ya 2011 yılında üye olduğu, listeden çıkartılma riskini davalı şirketin gözönünde bulundurarak bir uyarı dahi almadan asgari sermaye kriterini yerine getirmesinin beklenen davranış olduğu, şirketin sermayesinde devamlı olarak kur baskısının etkisi gözönünde bulundurulduğunda listedeki yerini korumanın sermaye kriterinin koşulsuz sağlanması olduğu gözetildiğinde, sermaye artırımının gerekçesinin açıklanmadığı, bilgilendirilmediklerine ilişkin sebeplerin de kararın iptaline gerekçe olamayacağı, öte yandan sermaye artırımının sadece %13"lük kısmının nakit olarak 24 taksitle ödemesinin kararlaştırıldığı, bu miktar dikkate alındığında dürüstlük kuralına aykırı bir durumun olmadığı, LBMA tarafından iletilen bir talebin bulunduğu genel kurulda belgelenmemiş ise de, bu durum neticeye etkili olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
Ek kararla, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/410 Esas, 2017/868 Karar sayılı 20.09.2017 tarihli ilamın ve Bölge Adliye Mahkemesi"nin 2018/41 Esas, 2018/1447 Karar sayılı 22.11.2018 tarihli ilamının feragat nedeniyle davacı ... yönünden kaldırılmasına, vaki feragat nedeniyle davacı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacılar (... hariç) vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi"nce verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, genel kurul tarihinde davalı şirketin ortakları arasında ...’ın hissedar olduğu başka bir şirket bulunmadığından mahkemenin ...’ın hakim hissedarı olduğu şirketlerin hisseleri dikkate alınarak kararın alınmasında neticeye etkili olduğu yönündeki gerekçesi yerinde değil ise de, 6102 sayılı TTK"nın 436. maddesi uyarınca oy yasaklısı olan yönetim kurulu başkanı ...’ın yönetim kurulu üyelerine TTK 395. ve 396. maddelerinde sayılan izinlerin verilmesi kararının oylamasında oy kullanmış olmasına ve kullandığı oyun neticeye etkili olduğunun anlaşılmasına göre Bölge Adliye Mahkemesi"nce taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar ..., ... ve ... vekili ile davalı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin herbir taraftan alınarak yekdiğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, istek halinde aşağıda yazılı 78,80 TL harcın temyiz eden davacılar ..., ..., ..."a iadesine, 16.12.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.