1. Hukuk Dairesi 2018/171 E. , 2020/1899 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve dahili davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı ve dahili davacılar, ortak mirasbırakanları ...’nın 188 ada 5 parsel sayılı taşınmazını satış suretiyle davalı kızı ...’ya devrettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline, aksi halde bedele karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; "tazminat yönünden kesin hükmün varlığı sabit ise de, tapu iptali ve tescil yönünden kesin hükümden söz edilemeyeceğinden işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken hatalı ve yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir..." gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bu kez de Dairece; “...davaya konu taşınmazın 09.05.2000 tarihli "Anlaşma Sözleşmesi" başlıklı harici belgede ortaya konulan iradeye uygun olarak ifrazının yapılıp yapılamayacağının araştırılması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus araştırılmadan yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve dava konusu taşınmazın ifraz işlemine tabi tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."in 19.07.2000 tarihinde ölümüyle, geride mirasçı olarak eşi ... ile çocukları...,..,...,...,...,..., ..., ... ve ... ile kendisinde sonra 05.08.2002 tarihinde ölen oğlu ...’in eşi ... ve çocuklar...,...ve ..."in kaldığı; dava konusu 188 ada 5 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından davalı kızı ..."ya temlik edildiği, "Anlaşma Sözleşmesi" başlıklı 09.05.2000 tarihli harici belgede mirasbırakanın, davalı kızı ..."ya dava konusu taşınmazın 350 m²’sini verdiği, geri kalan kısmının da ölümünden sonra mirasçıları arasında pay edileceğinin belirtildiği, belgede mirasbırakan ile davalı kızı ..."nın da imzalarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, mahkemece verilen 28.05.2014 tarihli karar 09.05.2000 tarihli "Anlaşma Sözleşmesi" başlıklı harici belgede ortaya konulan iradeye uygun olarak ifrazının yapılıp yapılamayacağının araştırılması ve ondan sonra bir karar verilmesi için Dairece bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda ifrazın mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; dosya içeriği ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, Dairece verilen 20.12.2016 tarihli bozma ilamında açıklandığı üzere mahkemece davanın kabulü yönünde tesis edilen 2014/1E., 2014/84K. ve 28.05.2014 tarihli kararda kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Bu nedenle, davanın kabulünü kural olarak doğru olduğunu benimseyen 20.12.2016 tarihli bozma ilamı uyarınca davalı lehine kazanılmış hak (usuli müktesep hak) oluşmuştur.
Ayrıca, mahkemece ilgili yerler ile yapılan yazışmalar sonucunda dava konusu taşınmazın ifrazının mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Hâl böyle olunca, mahkemece tapu kaydının iptali ile mirasbırakan Mustafa Şahin’e ait Gülnar Sulh Hukuk Mahkemesince düzenlenen 22.08.2000 tarih ve 2000/177E., 2000/161K. sayılı veraset ilamı uyarınca mirasçıları adına payları oranında iptal tescil hükmü kurulması gerekirken, bozmaya yanlış anlam yüklenerek davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davacı ve dahili davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16/03/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.