Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1064
Karar No: 2020/701
Karar Tarihi: 01.06.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1064 Esas 2020/701 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, dava dışı bir şirkette ortak olduğunu ve davalı bankanın bu şirkete yüklü miktarlarda kredi verdiğini ancak geçerli kefalet şartları oluşmadan kendisini kefil olarak gösterdiğini iddia etmiştir. Ancak, davacının kefil imzası ile dava dışı şirketin yönetim kurulu üyesi olan eşinin imzasının aynı sözleşmede şirket temsilcisi olarak atılmış olması nedeniyle eş rızasının kabul edilmesi gerektiği ve bu sebeple davacının sözleşmenin geçersizliği iddiasının haksız olduğu ön görülmüştür. Mahkeme, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini reddetmiştir.
Kanun maddeleri:
-TBK'nın 584. maddesi: Kefil olunabilmesi için, kefillik sözleşmesine taraf olan kimselerden birinin, kefalet akdinden sorumlu olan borçlunun rızası alınmadıkça kefil olamayacağı hükme bağlanmıştır.
19. Hukuk Dairesi         2018/1064 E.  ,  2020/701 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonucunda Ankara BAM 21. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin esastan reddine ilişkin hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davacının ev hanımı olduğunu, eşine ait ... San. Tic. A.Ş"de çok küçük hissesi bulunduğunu, dava dışı şirketin davalı bankadan yüklü miktarlarda kredi çektiğini, bu krediye davacının kefil sıfatıyla imza attığını, ancak eş rızasına dair bir belge alınmadan ve geçerli kefalet şartları oluşturulmadan davacıya karşı Konya 9. İcra Müdürlüğü"nün 2016/10043 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve mallarına haciz konulduğunu ileri sürerek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, %20"den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının borca konu olan 05.10.2012 tarihli kredi sözleşmesinin tüm sayfalarında ayrı ayrı imzalarının bulunduğunu, ayrıca kefalet hükmünü içerir 28. sayfada da kendi yazısı ile kaleme aldığı 1.000.000,00 TL bedelli müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzasının da mevcut olduğunu, davacının eşine ait dava dışı şirkette ortak olduğunu, eşlerin aynı anda aynı kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza attıklarından ayrıca rıza da göstermiş durumda olduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar sözleşme tarihi itibariyle davacının kefalet akdinden sorumlu olması için TBK"nun 584. maddesi gereğince eşin rızası gerekmekte ise de davacının borçlu şirketin ortağı, eşinin ise şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu ve her ikisinin sözleşmeyi birlikte imzaladıkları, davacının şirket ortağı olması nedeniyle borçlu şirketin kullanmış olduğu davaya konu krediden dolaylı olarak yararlandığı nazara alındığında; davacının eşinin rızası alınmadığı sebebine dayanılarak sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmesinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesinin 2017/603-esas ve 2017/880 karar sayılı ve 08/12/2017 tarihli kararı ile ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine ilişkin verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacının kefalet imzası ile davacı kefilin eşinin aynı sözleşmede şirket temsilcisi olarak imzasının aynı tarihte atılmış olması nedeniyle eş rızasının varlığının kabul edilmesine göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 01.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi