Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4046
Karar No: 2020/5809
Karar Tarihi: 05.10.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/4046 Esas 2020/5809 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tapu iptali ve tescil davasıyla ilgili olarak açılan bir dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak kabul edilmiştir. Davacı vekili, davalının tehdit ve şantaj yolu ile davacıya boş senet imzalattırdığını belirtmiştir. Davalı vekili ise davanın hiçbir hukuki dayanağının olmadığını savunmuştur. Mahkeme, davalının savcılık soruşturmasındaki beyanları hükme esas alınarak, davacının hesabından davalı hesabına aktarılan tutarların toplamının 102.993,52TL olduğunu belirlemiştir. Ancak Daire, belirtilen tutarın doğrudan davacıya ait hesaptan davalı hesabına yatırılmadığı gerekçesiyle tazminat talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesi gerektiğine karar vermiştir. Davalı, savcılık huzurunda verdiği ifadede, davacının evini almak amacı ile 3. kişi hesaplarına yatırılan tutarların kendi adına yatırıldığını kabul etmiştir. Bu nedenle, mahkemece davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. İİK'nun 72. maddesi, davacının asıl karara yönelik temyiz itirazlarının süresi geçirildiğinden reddedilmesine hükmetmektedir.
Kanun Maddeleri: İİK'nun 72.
14. Hukuk Dairesi         2019/4046 E.  ,  2020/5809 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki fazla ödemenin davalıdan tahsili ile tapu iptali ve tescili davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 30.04.2019 gün ve 2016/19107 Esas, 2019/3857 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılan alacak istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; davalının tehdit ve şantaj yolu ile davacıya boş senet imzalattırdığını, boşlukların davalı tarafından doldurulmak sureti ile icra takibine konulduğunu, davacının yasal süresi içerisinde takibe itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2008/4712 takip sayılı icra dosyasına göre davacının davalı tarafa 52.433,00TL borçlu olduğu, takip tarihinin 14/08/2008 tarihi olduğunu, müvekkili aleyhine yapılan icra takibinin kesinleşmesi üzerine davacının maliki olduğu üzerinde 4 katlı bina bulunan 3692 ada 13 parsel sayılı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu ve 153.000,00TL bedelle davalı tarafça satın alındığını, davalının haciz sonucu satın aldığı taşınmazın tapu kaydını yeniden müvekkiline vermek vaadi ile müvekkilinden icra dosyasına mahsuben paralar aldığını, davacının davalı tarafa belge karşılığında ödemelerde bulunduğunu, davalı tarafın davacıdan söz konusu taşınmazın bedelini almasına rağmen tapu kaydını vermediğini ve para almaya devam ettiğini, ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2008/4712 No"lu icra dosyasındaki 52.433,00TL"lik borcuna karşılık olarak taşınmazın 153.000,00 TL"ye satıldığını, 130.000,00 TL"nin de davacı tarafından davalıya haricen ödendiğini, davalı tarafın müvekkilinden haksız kazanç elde ettiğini beyanla; ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2008/4712 takip sayılı icra dosyasında müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin tespitine, icra dosyasına yapılan fazla ödemelerin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ... ili, Merkez ... Mahallesi 3692 ada 13 parselde tapuya kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline, mahkeme masrafları ve yargılama giderinin karşı taraf üzerinde bıkarılmasına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davacının açmış olduğu davanın hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, bununla birlikte istirdat veya menfi tespit davası olarak kabul edilecek olsa dahi İİK."nun 72. maddesi gereğince süresinde açılmadığını, ayrıca davanın konu ve talep kısmının birbirinden farklı olduğunu, açık ve belirli olmadığını, bu sebeple dava şartı yokluğundan usulden reddinin gerektiğini, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Yargılama aşamasında davacı ile davalı arasında alacak ve borç ilişkisi olmadığını, davalı tarafça davacı tarafa herhangi bir ödeme yapılmadığını, 39.543,52TL tutarında davacı adına davalı hesabına aktarılan paraların kira ilişkisinden kaynaklandığını, bilirkişi raporunda davacı hesabından davalı hesabına aktarıldığı belirtilen tutarların aslında davacı hesabından aktarılmadığını davalının adı verilerek yatırılan tutarların başka akitlere ilişkin olduğunu beyanla reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davalının savcılık soruşturmasındaki beyanları hükme esas alınarak bilirkişi raporunda belirtildiği şekliyle, hem davacının oğlunun hesabından davalı hesabına, hem de dava dışı ... hesabına davacı tarafça aktarılan miktarın toplam 102.993,52TL olduğu, ayrıca davacının tahliye emri gönderilene kadar haciz yoluyla davalıya geçen dava konusu evde kaldığı da gözetilerek hesap edilen 57.359,68TL kira bedelinin mahsubu ile geriye kalan 45.633,84TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davacı tarafça 12.05.2012 tarihli dilekçe ile kabul edilen 45.633,84TL’ye hangi tarihten itibaren yasal faiz uygulanacağı belirtilmediğinden talepte bulunulması üzerine mahkemece 18.05.2016 tarihli ek karar ile görüş isteminin reddine karar verilmiştir.
    Hükmün davalı vekili ve davacı tarafından ayrı ayrı temyizi, 18.05.2016 tarihli ek kararın davacı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 30.04.2019 tarih 2016/19107 Esas, 2019/3857 Karar sayılı ilamı ile;
    "...1-Ek Karara yönelik temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddine,
    2-Davacının asıl karara yönelik temyiz itirazlarının süresi geçirildiğinden reddine,
    3-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile;
    Her ne kadar hükme esas alınan bilirkişi raporunda çeşitli hesaplardan davalı hesabına aktarıldığı belirtilen tutarların tamamı olan 39.543,52TL ile davacıya ödenmek üzere ... hesabına ve akrabası ... hesabına aktarılan 63.450,00TL’nin toplamı olan 102.993,52TL’nin davacı tarafça davalıya gönderildiği kabul edilmiş ise de; belirtilen tutarların doğrudan davacıya ait hesaptan davalı hesabına yatırılmadığı anlaşılmıştır. Bu haliyle tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken..." şeklindeki gerekçeyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Davacı bozma ilamına karşı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda çeşitli hesaplardan davalı hesabına aktarıldığı belirtilen tutarlar ile davacıya ödenmek üzere ... ve akrabası ... hesaplarına aktarılan tutarların davacı tarafça davalıya gönderildiği kabul edilmiştir. Belirtilen bu tutarların bir kısmının doğrudan davalı hesabına yatırılmaması nedeniyle Dairemizce 3. kişilere yapılan ödemelerin geçersiz olduğu gerekçesiyle tazminat talebinin kabulü yerine reddine dair karar verilmesi gerektiğine ilişkin bozma kararı verilmiştir. Ancak davalı ... ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/3614 soruşturma dosyasında şüpheli olarak 24/07/2015 günü verdiği ifadesinde "...Davacının evini almak amacı ile kısmi ödemelerde bulunduğunu, ne kadar ödemede bulunduğunu hatırlayamadığını, ancak kendi talebi doğrultusunda ..."e bir miktar para ödediğini, bir miktar da kendisinin Kuveyt Türk Bankasında bulunan hesabına para yatırdığını..." şeklindeki beyanı ile davacı tarafından 3. kişi hesaplarına yatırılan tutarların kendi adına yatırıldığını kabul etmiştir. Davalının savcılık huzurunda verdiği ifadesindeki bu kabule göre; mahkemece davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından bozma kararımız maddi hataya dayalı olduğundan davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle davacının karar düzeltme isteğinin kabulüne (HUMK.440-442 md.), Dairemizin 30.04.2019 tarihli ve 2016/19107 Esas 2019/3857 Karar sayılı bozmaya ilişkin kararın KALDIRILMASINA; temyiz incelemesi sonunda, yerel mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 05.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi