20. Hukuk Dairesi 2013/2711 E. , 2013/4830 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, .... Köyü 164 ada 7 parsel sayılı 646 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği nedeniyle tarla niteliğiyle davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, kesinleşen orman sınırı içinde kalmasa dahi, fiilen orman örtüsü ile kaplı orman sayılan yer olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddi yolunda verilen karar, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21.02.2008 gün ve 2007/17472-2593 sayılı kararıyla, "uzman bilirkişi raporunda açıklanan orman kadastro haritası uygulamasının hükme yeterli olmadığı" gerekçesiyle bozulduktan sonra mahkemece davanın reddine, tesbit gibi tescile karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle Dairece ikinci defa bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/02/2009 gün ve 2008/17231-2611 sayılı bozma kararında özetle; “Mahkemece bozma kararına uyularak işlem yapılmışsa da, bozma üzerine temyize konu dosyaya ve aynı gün dairede temyiz incelemesi yapılan, aynı konumda ve aynı köye ait taşınmazların davalı olduğu, dosyalara getirtilen belgelerden yörede 1966 yılında yapılan orman kadastro çalışmasının seri bazda, yani sadece çalışma tutanağında isimleri belirlenen ormanlar yönünden yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; serinin dışında kalan taşınmazlar için kesinleşen bir orman kadastrosunun varlığından sözedilemez. Dairenin yerleşik uygulaması gereği, böyle taşınmazların orman olup olmadığının eski tarihli resmî belgelere göre yapılacak araştırma ile belirlenmesi gerekir ise de dairede aynı gün incelenen 164 ada 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16 ve 25 numaralı kadastro parsellerinin tümünün 10 numaralı orman içi parseli olarak orman kadastro sınırı dışında bırakıldığı, bu parseller küçük yüzölçümlü olup, tamamının dört yönden 164 ada 30 parsel numaralı geniş orman alanı ile sınır olduğu, bu hali ile 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Uzman bilirkişi raporunda da bu durum açıkça vurgulanmıştır. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez. Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu ... Köyü 164 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 27.08.1966 yılında ilân edilip kesinleşen orman tahdidi ve 1985 yılında ilan edilip kesinleşen 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 30/04/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.