3. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/18239 Karar No: 2012/1244 Karar Tarihi: 19.01.2012
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2011/18239 Esas 2012/1244 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali istenmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verildi. Temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istendi. Aleyhine temyiz olunan davalı ve vekili gelmedi. Dosyadaki delillerin incelenmesi sonucu davanın reddine karar verilmesi isabetsiz bulundu. Davacının tasarrufun tenkisi isteği değerlendirilmemiş, tenkis hükümleri uyarınca davacının mahfuz hissesi incelenmemişti. Bu nedenle yazılı şekilde hüküm kurulduğu isabetsiz bulundu ve hükmün BOZULMASINA karar verildi. Kararda, vasiyetname yasa gereğince mutlak tenkise tabi olduğu ve bu talebin, tenkis hükümlerine göre incelenerek karar verilmesi gerektiği belirtildi. Kanun maddeleri ise; Türk Medeni Kanunu'nun 519.md, 507/4 ve diğer maddeleridir.
3. Hukuk Dairesi 2011/18239 E. , 2012/1244 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Dava dilekçesinde vasiyetnamenin iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden Davacı ... geldi. Aleyhine temyiz olunan Davalı ve vekili gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava dilekçesinde; muris ..."nın Noterde düzenlediği 17.06.2009 tarihli vasiyetnamesinin Sulh Hukuk Mahkemesinde açıldığını, annesi olan vasiyetçinin davalılar tarafından kandırılıp manevi baskı altında bu vasiyetnamenin düzenlendiğini belirterek, vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.Davalılar vekili cevabında, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; vasiyetçinin geriye mirasçı olarak davacı oğlunun kaldığı, davalıların vasiyetçinin torunları olduğu ve toplanan delillere göre davalıların baskısı sonucu vasiyetname düzenlendiği ispat edilemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Somut olayda; davacı yargılamada "yazılı beyanlarını tekrar ettiğini ve ayrıca vasiyetnamenin davalıların baskısı ile yapıldığını" ifade etmiştir. Davacının yazılı beyanlarını içeren 27.04.2001 tarihli dilekçesinde ise; "...vasiyetnamenin iptalini, olmazsa mahfuz hissesinin mahfuziyetine dair kararda şerh düşülmesini" içeren talep mevcuttur.Davacının bu talebi, saklı payının gözetilerek, tasarrufun tenkisi isteğine ilişkindir. Vasiyetname yasa gereğince mutlak tenkise tabidir. (TMK.519.md.) O halde talep, tenkis hükümlerine göre incelenerek, TMK 507/4 ve diğer maddeleri uyarınca davacının mahfuz hissesi incelenerek karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.