Esas No: 2020/1623
Karar No: 2021/2843
Karar Tarihi: 27.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/1623 Esas 2021/2843 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/1623
KARAR NO: 2021/2843
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2019
NUMARASI: 2018/429 E - 2019/804 K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin tekstil alanında faaliyet gösterdiğini ve üçüncü şirketlere fason üretim yaparak ticari faaliyette bulunduğunu, üretim atölyesindeki tüm aletlerin elektrik gücüyle çalışmakta olup makinelerde üretimin aksamasının, makineyle olmayan diğer üretim birimlerinin de silsile halinde durmasına sebebiyet verdiğini, dolayısı ile davacı şirket elektrikten mahrum kaldığında tüm üretim faaliyetlerine elektrik gelinceye kadar ara vermek zorunda kaldığını, davacı şirket üçüncü firmalara fason üretim yaptığından aldığı tüm işleri belli bir tarihe kadar tamamlama yükümlülüğü ile aldığını, davacı şirketin davalı elektrik satıcısı şirketten anobelik sözleşmesi kapsamında elektrik satın aldığını, aylık 5.000 TL civarında elektrik ödemesi yaptığını, ancak aldığı hizmet kalitesinin son zamanlarda yaşanan elektrik kesintileri ile iyice düştüğünü, davacı şirketin üretim planının aksadığını, üretimin gecikmesinin davacı şirketin piyasadaki ticari itibarını da büyük oranda zedelediğini, davacı şirketin elektrik kesintisi yapılan günlerde iş yapılamamasına rağmen işçilerin maaşını ödemeye devam ettiğini, hatta işlerin gecikmemesi için fazla mesai yapmak suretiyle siparişleri tamamlayarak fazla mesai ücreti de ödemek zorunda kaldığını, son bir ay içinde yaşanan toplam elektrik kesintisinin 24 saati aştığını, bu sürenin bir ticari işletmenin ekonomik olarak sarsılmasına sebebiyet verebilecek sıklıkta ve uzunlukta olduğunu, elektriğin geldiği saatlerde de hemen işbaşı yapılamamakta olup üretim zincirinin tam olarak çalışmasının en az bir saati bulduğunu, yine işlerin gecikmesi nedeniyle doğar bir diğer ekonomik zarar kaleminin ise uğranılan iş kaybı ve kar kaybı olduğunu, işlerin termin tarihine yetişmesi için üstün çaba sarf edildiğini ve gece mesaileri yapıldığını, bunun da davacı şirket yetkililerinin huzuru kaçırdığını, büyük stres yaşamalarına sebebiyet verdiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 16/05/2017-16/05/2018 tarihleri arasında yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle davacı şirketin katlandığı işçilik ücretleri nedeniyle uğranılan maddi zarara istinaden 1.000 TL, iş kaybı nedeniyle uğranılan kar kaybına istinaden 1.000 TL ve manevi zarara istinaden 10.000 TL'nin davalı şirketten avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; elektrik kesintilerinin davalı şirket ile alakasının olmadığını, kesinti yapılmasının dağıtım şirketi ile ilgili bir konu olduğunu, bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının iddia ettiği tarihlerde kesinti yapıldığının doğru olmadığını, öte yandan borç nedeniyle kesinti yapılmasının ise mevzuata uygun bir işlem olduğunu, anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davada davaya konu edilen tarihler arasındaki elektrik kesintisi sonrası davacının zarara uğradığı belirtilerek maddi ve manevi tazminat talep edilmiştir. Mahkeme, davacı işyerinde meydana gelen elektrik kesintileri nedeniyle uğradığı zararın tazmini için maddi ve manevi tazminat talep etmiş ise de; teknik bilirkişi heyetinin raporu kapsamında , davacının işyerinde gerçekleşen elektrik kesintilerinin EPDK Elektrik Piyasası Daire Başkanlığı'nın belirlediği sınır değerlerinin altında kaldığı, davalının tazminatı gerektirecek herhangi hukuka aykırı davranışı bulunmadığının olayda manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle "Davanın reddine" karar vermiştir. Kararı davacı vekili ile davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunda esasa yönelik görüş bildirilemeyeceğini, davalının davacıya düzgün şekilde elektrik hizmeti vermediğini,bu nedenle oluşan davacı zararın talep edildiğini,davada talebin yönetmelik hükümlerine dayandırılmadığını,genel borç ilişkilerini düzenleyen Borçlar Kanununa dayanıldığını,yönetmelikte tazminata dair hükümlerin kaldırıldığının yazmadığını, kesinti sınırlarının aşılması halinde aboneye tazminat ödenmesi yönünden elektrik firmasına bir yaptırım öngörülse bile ,genel hükümler kapsamında ayıplı hizmet nedeniyle sorumluluğun ortadan kalkmadığını, buna dair tazminat taleplerinin yönetmelikle sınırlandırılamayacağına dair emsal Yargıtay kararının dilekçede belirtildiğini, dava dilekçesinde son bir yıla ilişkin kesintilerden dolayı tazminat talep edildiği,sadece 27 dilekçede belirtilen 27 saat 7 dakikalık kesinti dikkate alınarak bilirkişi değerlendirmesi yapılmasının da hatalı olduğunu,son bir yılda 27 saatin çok üzerinde elektrik kesintisi yapıldığını,bu nedenle toplam elektrik kesinti süresinin bilirkişilerce hesaplanarak bulunan sürenin yönetmelik sınırlarını aşıp aşmadığının hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap ve karşı istinaf dilekçesinde;davacının istinaf taleplerinin reddi ile madi tazminat yönünden kararın istinaf sınırı altında kaldığını,istinafının mümkün olmadığını,manevi tazminat yönünden ise yasal şartların oluşmadığını belirterek ayrıca kararda maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesine rağmen davalı lehine tekbir vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu,maddi ve manevi tazminat için 2 ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi için kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Bilirkişi heyetinin hükme dayanak raporunda, davacının dava konusu yaptığı dönem yönünden dilekçesinde de beldirdiği gibi 27 saat 7 dakika kesinti yapıldığı,davacı kayıt sistemine alınan kesintilerde şubat 2018-ekim 2018 arasında 41 adet elektrik kesintisi yapıldığı,bu kesinti miktarının ilgili yönetmelik gereği imar alanı içindeki kullanıcılar için bildirimsiz kesintilerde eşik değerin 48 saat, eşik kez (sayı) 56 kez olarak belirlendiği,davacının 41 kez ve 27 saat 7 dakika yani 48 saatin altında kesintiye uğradığı, bu rakamların yönetmelik eşik sınırları içinde kaldığı belirlenmekle,yönetmelik kapsamında davalının kesintilerinin tazminatı gerektirmediği,şayet eşik aşılmış olsaydı faturalardaki dağıtım bedellerinden mahsubu ile yada abonelik iptalinde defaten ödenmesi gerektiği belirtilmiştir. Davacı taraf elektrik kesintileri sebebiyle ayıplı hizmet verildiği iddiasında bulunmuş isede ,ayıplı ifa yönünden dosyada herhangibir tespit yapılamadığı ortadadır.Gerek maddi tazminat ve gerekse manevi tazminat yönünden dava ispatlanamamıştır. Bu nedenle davacının istinaf talebinin HMK 353/1b-1.madde gereği reddi gerekmiştir. Davalı istinafı yönünden ise, dava dilekçesinde dava değeri 12.000,0 TL olarak gösterildiği,dava dilekçesinin netice-i talep kısmında maddi tazminat yönünden şimdilik 2.000,00 TL manevi tazminat için 10.000,00 TL talep edilmekle, maddi ve manevi tazminata ilişkin davaların reddine rağmen, vekille temsil edilen davalı yararına hükümde sadece 2.725,00 TL vekalet ücretine hükmediği anlaşılmıştır. Davanın reddi halinde hem maddi hemde manevi tazminat yönünden kendini vekille temsil ettiren davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.Ancak hükmedilecek vekalet ücreti reddedilen miktarı geçemez. Bu nedenle davalı yararına eksik hatalı ve eksik vekalet ücretine hükmedilmesi nedeniyle ,davalının istinaf talebinin kabulü ile karar vekalet ücreti yönünden HMK 353/1b-2.madde gereği kaldırılarak hükmün diğer kısımları baki kalmak kaydıyla aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, B-Davalının istinaf başvurusunun vekalet ücreti yönünden kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davacının maddi ve manevi tazminat davasının reddine, 2-Harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 204,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 160,53 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, 5-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen maddi tazminat yönünden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 2.000,00 TL(reddedilen kısmı geçemeyeceğinden) vekalet ücretinin,ayrıca reddedilen manevi tazminat yönünden ise 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, 6-Dosyada kullanılmayan bakiye gider avansının HMK.’nın 333. ve HMK. yönetmeliğinin 47/1. maddeleri uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa ödenmesine,
İstinaf İncelemesi İle İlgili Olarak; Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davalıya isteği halinde iadesine, Davacıdan alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalının istinaf sebebiyle yaptığı yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, Davacının istinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay'da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 27/10/2021