Hukuk Genel Kurulu 2017/1091 E. , 2017/777 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yetkisiz olduğuna ve dosyanın yetkili mahkemesine gönderilmesine dair verilen 05.10.2012 gün ve 2012/258 E., 2012/305 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalı ... tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 19.11.2013 gün ve 2013/10946 E., 2013/16071 K. sayılı kararı ile:
"…Davacı vekili, müvekkilinin kullandığı bisiklete, davalıların sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın çarpması sonucu müvekkilinin yaralanarak daimi maluliyete uğradığını, davalı ... şirketi tarafından müvekkiline 110.094,83 TL ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin müvekkilinin zararını karşılamaktan uzak olduğunu ileri sürerek 50.000 TL iş göremezlik zararının tüm davalılardan, 50.000 TL manevi tazminatın davalı ..."dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, süresinde yetki itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... şirketi vekili, müvekkili tarafından davacıya ödeme yapıldığını ve davacının bakiye zararının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; kazanın olduğu yer olan Gelibolu mahkemelerinin tüm davalılar yönünden ortak yetkili mahkeme olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Kural olarak, bir davada, davalı sayısı birden fazla ise, dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"a göre, dava bunlardan birisinin ikametgâhı mahkemesinde açılabileceği gibi aynı kanunun 21.maddesi uyarınca haksız fiilin vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir. Bunların yanında ve öncelikle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 110.maddesi uyarınca, motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, zorunlu ve ihtiyari sorumluluk sigortası yapan şirketler aleyhine de işleten ve sürücü ile birlikte açılması halinde, hem bu kanun hem de HUMK"nun 9. maddesi uyarınca bu davalılardan birinin ikametgâhı mahkemesinde de dava açılabilir. 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin son cümlesinde yer alan “kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de, dava açılabileceği” kuralı kesin yetki kuralı olmayıp, davacıya tanınan seçimlik haktır.
Bir davada, birden fazla (genel ve özel) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakkına sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açar ise, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Somut olayda, davalı ... şirketinin merkezi, mahkemenin yetki çevresinde olup, davacı davada seçimlik hakkını kullanmıştır. Bu durumda mahkemece, davalı ... vekilinin yetki itirazının reddi ile işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bozma kapsam ve nedenine göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir..."
gerekçesiyle oyçokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkemece, mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve yasal 2 haftalık süre içinde başvurulduğunda dosyanın yetkili Nöbetçi Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçelerle bozulmuştur. Bozma kararı taraflara tebliğ edilmiş; davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş ise de dosya inceleme yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmeyerek, yerel mahkemece 24.03.2014 gün 2012/258 E., 2012/305 K. sayılı ek karar ile “Yargıtay’ın görevsizlik, yetkisizlik, hakimin reddi, dava veya karşılık davanın açılmamış sayılması, davaların birleştirilmesi, ve merci belirtilmesi kararları aleyhine karar düzeltme yoluna başvurulamayacağı” gerekçesiyle karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiş, yargılamaya devam edilerek önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında işin esasına geçilmeden önce Yerel Mahkemece davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiş olması nedeniyle, 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 442. vd. maddeleri uyarınca karar düzeltme isteminin incelenebilmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesinin gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak ele alınmıştır.
Hemen belirtmek gerekir ki karar düzeltme, hukukumuzda istinaf yolunun bulunmadığı dönemde kabul edilmiş bulunan bir kanun yoludur. 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, Hukuk Muhakemeleri Kanununda karar düzeltme ile ilgili hükümlere (HUMK m.440-444) yer verilmemiştir. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçiçi 3. maddesi düzenlemesinde bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı düzenlemesi bulunduğu için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun temyize ilişkin hükümleri (m.427-444) ile karar düzeltmeye ilişkin hükümleri (m.440-442) uygulanmaya devam edilecektir.
Karar düzeltme Yargıtay"ın temyiz incelemesi sonucunda vermiş olduğu kararlarına karşı tanınmış olağan bir kanun yoludur. Kanun yolu denince kural olarak, bir kararın üst mahkeme tarafından incelenmesi anlaşılır; temyiz yolunda olduğu gibi. Oysa karar düzeltme yolunda karar düzeltme talebi, bu kararı vermiş olan Yargıtay dairesinde incelenip karara bağlanır. Bu nedenle karar düzeltme yolu, Yargıtay"ın temyiz incelemesi sırasında yapmış olduğu hatalardan dönmesini sağlayan, temyiz yolunun devamı niteliğinde kendine özgü bir kanun yoludur.
Yargıtay hukuk dairesine karar düzeltme incelemesi için gelen dosyalar öncelikle karar düzeltme talebinin süresi içinde olup olmadığı, Yargıtay kararının düzeltilmesi istenebilecek kararlardan olup olmadığı ve diğer usul eksiklikleri yönlerinden (ön) incelemeye tabi tutulur. Ön inceleme yetkisi, her halde Yargıtay"a (kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulan Hukuk Dairesine) aittir.
Somut olayda; davalı ... vekili 10.03.2014 tarihinde verdiği dilekçe ile karar düzeltme isteminde bulunması üzerine Yerel Mahkemece Yargıtay’ın görevsizlik, yetkisizlik , hakimin reddi, dava veya karşılık davanın açılmamış sayılması, davaların birleştirilmesi ve merci belirtilmesi kararları aleyhine karar düzeltme yoluna başvurulamayacağından bahisle karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Görüldüğü üzere, Yerel Mahkemece karar düzeltme aşamasında ilgili dilekçenin reddine karar verildiği ve karar düzeltme yolunun usulüne uygun bir şekilde kullandırılmadığı açıktır. Davalı tarafça yasaya uygun olarak başvurulan bir kanun yolunun kullandırılmamış olması 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde (Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 73. maddesinde) düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına, buradan hareketle Anayasa’nın 36. maddesindeki adil yargılanma hakkına aykırıdır.
Hal böyle olunca, HUMK"nun 440 ve devamı maddelerinde belirtilen kanun yolu tamamlanmadan direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme kararı kaldırılarak, davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekmiş; bu nedenle temyiz itirazları bu aşamada inceleme konusu yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, Yerel Mahkemenin 24.03.2013 günlü davalı vekilinin karar düzeltme isteminin reddine ilişkin kararı ile 06.05.2014 gün ve 2014/65 E., 2014/161 K. sayılı direnme kararının KALDIRILMASINA, davalı ... vekilinin karar düzeltme isteminin incelenmesi için dosyanın 17. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 19.04.2017 gününde yapılan oylamada oybirliği ile karar verildi.