21. Hukuk Dairesi 2019/1377 E. , 2019/8123 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hükmün, davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 369. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Davacı kardeşler hakkındaki manevi tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 362/1-(a) maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 362/2. maddesinde; ""Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir."" denilmektedir.Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlar için kesinlik sınırı, karar tarihi 20/07/2016-01/12/2016 tarihleri arasındaki ilamlar için 25000 TL, 02/12/2016-31/12/2016 tarihleri arasında 40000 TL, 01/01/2017-31/12/2017 tarihleri arasında 41530 TL ve 01/01/2018 tarihinden sonra verilen kararlar için 47530 TL" dir.Dava ve ıslah dilekçesi değerlendirildiğinde; Mahkemece davacı anneye 78537,89 TL maddi tazminat ile 90000 TL manevi tazminatın; davacı babaya 70564,69 TL maddi tazminat ile 90000 TL manevi tazminatın; davacı kardeşlere ise 20000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine hükmedildiği; davalılar Davalı ... Elektrik Elektronik İnş. Bina Otom. Sis. Ltd. Şti., ..., ... İnş. ve Tic. Ltd. Şti. ile .... vekillerinin istinaf başvuruları üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesince davacı anneye 62945,63 TL maddi tazminat ile 45000 TL manevi tazminatın; davacı babaya 56651,09 TL maddi tazminat ile 45000 TL manevi tazminatın; davacı kardeşlere ise 10000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, davalı ...’in istinaf talebi olmaması sebebi ile İlk Derece Mahkemesi tarafından tesis edilen miktarlar gözetilerek sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verildiği; bu kararın davacılar vekilince temyize getirildiği dikkate alındığında; Davacı kardeşler hakkında reddedilen manevi tazminat miktarlarının her bir davacı yönünden ayrı ayrı, karar tarihi itibariyle 47530 TL’lik temyiz sınırının altında kaldığı açıktır.O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının 6100 sayılı HMK"nın 362/1-a ve 2, 366 ve 352. maddeleri uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı anne ve baba hakkındaki manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
A)Davacı İstemi;
Davacılar vekili dava ve ıslah dilekçesinde özet olarak; iş kazası neticesinde vefat eden sigortalının anne, baba ve kardeşleri lehine maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
B)Davalı Cevabı;
Davalılar ve vekilleri cevap dilekçeleri ile akabinde özet olarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
C)İlk Derece Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacı anneye 78537,89 TL maddi tazminat ile 90000 TL manevi tazminatın; davacı babaya 70564,69 TL maddi tazminat ile 90000 TL manevi tazminatın; davacı kardeşlere ise 20000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Kararı ve Gerekçesi;
... Bölge Adliye Mahkemesi 6.Hukuk Dairesince davacı anneye 62945,63 TL maddi tazminat ile 45000 TL manevi tazminatın; davacı babaya 56651,09 TL maddi tazminat ile 45000 TL manevi tazminatın; davacı kardeşlere ise 10000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, davalı ...’in istinaf talebi olmaması sebebi ile İlk Derece Mahkemesi tarafından tesis edilen miktarlar gözetilerek sorumlu tutulmasına, fazlaya ilişkin taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
E) Davacıların Özetle Temyiz Nedenleri;
• Bölge Adliye Mahkemesi tarafından manevi tazminat miktarının azaltılmasının davacıların adalete olan inancını zedelediğini,
• Olayda davalıların % 90 oranında kusurlu olduklarının hüküm tesisi sırasında gözetilmediğini,
• Davalı şirketlerin büyüklükleri karşısında davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarlarının çok az nitelikte olduğunu,
• İlk derece Mahkemesi kararının hakkaniyetli olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
1-Dosyadaki temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava, 04/12/2013 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının anne, baba ve kardeşlerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı anne ve baba lehine 45000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine karar verilmiştir.Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, iş kazasının gerçekleşmesinde davacılar murisinin % 10 birleşen kusurunun bulunduğu tespit edilmiştir.Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde Hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Bu açıklamalar doğrultusunda davacı anne ve baba lehine takdir edilen manevi tazminat miktarlarının ayrı ayrı az olduğu açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. G) SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.