9. Hukuk Dairesi 2015/36022 E. , 2019/2833 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 01/03/2006 tarihinden 18/01/2013 tarihine kadar çalıştığını, son aldığı maaşın net 2.250,00 TL olduğunu, müvekkilinin Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında sürekli olarak 05/08/2008-10/03/2010 ve 10/08/2011-10/08/2012 tarihleri arasında sürekli olarak ayda 360 saat, geri kalan zamanlarda ise 240 saat çalıştığını, ancak fazla mesai alacaklarının kendisine ödenmediğini, resmi ve dini bayramlarda çalışmasını sürdürdüğünü, ancak bu alacaklarının kendisine verilmediğini ileri sürerek, fazla mesai ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının 01/01/2007 tarihinde müvekkili şirkette çalışmaya başladığını, taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının çalıştığı dönemde fazla mesai yapmasını ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasını gerektirecek bir iş yapılmadığını, davacının ibraname imzalaması nedeniyle hiç bir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanlarına itibar edilerek davacının her yıl Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında 24 saat çalışıp, 24 saat dinlenme usulü ile çalıştığı, yine 2009 ve 2012 yıllarında 24 saat çalışıp, 24 saat dinlenme usulü ile çalıştığı, 2008, 2010, 2011 ve 2013 yıllarında ise 24 saat çalışıp, 48 saat dinlenme usulü ile çalıştığı tespit edilmiştir. Buna göre; davacının 24 saat çalışıp, 24 saat dinlenme usulü ile çalıştığı dönemlerde ulusal bayram ve genel tatil günlerinin 1/2"sinde çalıştığı, 24 saat çalışıp, 48 saat dinlenme usulü ile çalıştığı dönemlerde ise ulusal bayram ve genel tatil günlerinin 1/3’ünde çalıştığı göz önünde bulundurularak hesaplama yapılması gerekirken, dini bayramların ilk günleri dışında kalan tüm ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışıldığı kabulüyle yapılan hesaplamaya itibarla karar verilmesi hatalıdır.
Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 47. maddesine göre ulusal bayram ve genel tatil günleri yapılan çalışmalar için işçiye ilave bir yevmiye ödenmesi gerekir. Ulusal bayram ve genel tatil ücretinin gün esası ile 1 yevmiye üzerinden hesaplanması gerekirken, saat üzerinden 2 kat karşılığı zamlı şekilde hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibar edilmesi de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.