Esas No: 2021/3331
Karar No: 2022/1430
Karar Tarihi: 22.02.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3331 Esas 2022/1430 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir kadastro tespitine itiraz davasında yapılan yargılama sonucunda, kısmen kabul ve kısmen reddetme kararı vermiştir. Ancak, davacıların kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanarak açtığı davada eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verildiği için hüküm bozulmuştur. Mahkeme, çekişmeli taşınmazların niteliği, kullanım durumu ve zilyetlik süresi gibi şartların belirlenmesi için en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğraflarının incelenmesi, yerel bilirkişiler ve teknik bilirkişilerin katılımıyla keşif yapılması, rapor hazırlanması ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğinin oluşup oluşmadığının belirlenmesi için 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmündeki sınırlamaların da değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir. Hüküm, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi (kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği)
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kadastro sırasında ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 2, 53, 61, 62 ve 63 parsel sayılı sırasıyla; 25.931,35; 27.110,45; 23.862,74; 5.356,04 ve 5.520,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, zilyetleri yararına iktisap koşullarının gerçekleşmediği belirtilerek Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacı ..., 101 ada 2 ve 63 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine, davacı ..., 101 ada 61, 62 ve 63 parsel sayılı taşınmazlara yönelik olarak irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine, davacı ... 101 ada 53 parsel sayılı taşınmaza, ... ise 101 ada 61 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine, davacı ... ise 101 ada 62 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak kazandırıcı zaman aşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı ...'ün ve ...'ın davalarının kısmen kabulüne, davacılar ... ve ...'ın davalarının kabulüne, davacı ...'ün davasının reddine, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin iptaline, 101 ada 2 ve 63 parsel sayılı taşınmazların hüküm yerinde gösterilen payları oranında davacı ...'ün miras bırakanı ... mirasçıları adına, 101 ada 53 parsel sayılı taşınmazın davacı ... adına, 101 ada 61 parsel sayılı taşınmazın ... adına ve 101 ada 62 parsel sayılı taşınmazın ise hüküm yerinde gösterilen payları oranında davacı ...'ın miras bırakanı ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, 101 ada 2 ve 63 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı ...'ün miras bırakanı ... yararına, 101 ada 53 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı ... yararına, 101 ada 61 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı ... yararına, 101 ada 62 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı ... murisi ... yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.
Bir arazinin niteliğini, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, hava fotoğraflarından yararlanılmadığı gibi, tek kişilik zirai bilirkişi raporu ile yetinilmiş, rapor içeriğinde çekişmeli taşınmazlardan 101 ada 53 parsel sayılı taşınmazın "ham toprak" vasfında olduğu belirtildiği halde raporun sonuç kısmında bu kez tüm taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmayıp, özel mülkiyete konu edilebilecek yerlerden olduğu belirtilmek suretiyle oluşan çelişki üzerinde durulmamış, diğer taraftan davacılardan ... tarafından açılıp, ayrı yürüyen ve bilahare eldeki dosya ile birleştirilen dosyada yapılan keşif sırasında alınan beyanlar ile anılan dosyanın eldeki dosya ile birleştirilmesinden sonra yapılan keşifte alınan beyanlar birbiri ile çelişkili olduğu halde bu çelişkiler de giderilmemiştir.
Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazlara ait en eski ve yeni tarihli ortofoto ve uydu fotoğrafları ile Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere ait) stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, diğer taraftan çekişmeli taşınmazlara komşu tüm taşınmazların kadastro tutanakları, tutanaklarına belge (tapu kaydı, vergi kaydı vs.) esas alınmış ise bu belgeler, kadastro tespitleri kesinleşmiş ise tesislerinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde tapu kayıtları (tapu kütük sayfalarının), kadastro tespitleri hükmen kesinleşmiş ise hükmen tescillerine esas dava dosyaları ile tespitleri henüz kesinleşmemiş olanların ise dava konusu edildikleri dava dosyaları celbedilmeli, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, bu keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, evveliyatı itibariyle imar - ihyaya konu edilebilecek yerlerden olmaları halinde imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerek bu çelişkilerin, gerekse de yukarıda sözü edilen çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesine çalışılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik olarak ve temin edilebilecek en eski tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak, çekişme konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, evveliyatı itibariyle imar- ihyaya konu edilebilecek yerlerden olmaları halinde imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı; ziraat mühendisi bilirkişi kuruluna, çekişmeli taşınmazlar üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü, çekişmeli taşınmazların niteliğini, kullanım durumunu ve zilyetlik süresini kesin olarak belirleyen rapor hazırlattırılmalı ve hangi taşınmaza ait olduğuna dair gerekli açıklamanın yapıldığı fotoğrafların raporlara eklenmesi istenilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verir kroki ve rapor alınmalı; bu şekilde zilyetlikle kazanma şartlarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmündeki sınırlamalar yönüyle de araştırma ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekili ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.