Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11096
Karar No: 2022/1466
Karar Tarihi: 22.02.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/11096 Esas 2022/1466 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/11096 E.  ,  2022/1466 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün Yargıtayca duruşma yapılması suretiyle incelenmesi davacı ... ... mirasçıları tereke temsilcisi ... vekili ile bir kısım davalılar ... ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.02.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden davacı ... ... mirasçıları tereke temsilcisi ... adına vekili Avukat ... ve asil ... ... ile karşı taraftan Hazine adına vekili Avukat ... katılımlarıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Mahkemenin verdiği önceki karar, Yargıtayca “davacıların çekişmeli taşınmazların bir bütün halde murisleri Sarıibrahim oğlu... adına kayıtlı Şubat 302 Yoklama 19 sayılı 10 dönüm miktarlı tapu kaydı ve 1937 tarih ve 124/192 nolu 2 hektar 50 ar miktarlı vergi kaydı kapsamında kaldığını, 03.03.1950 tarihli icar sözleşmesiyle davalı tarafa icara verdiklerini, ancak davalıların icar bedelini ödemediklerini öne sürdükler, dayanılan tapu ve vergi ve tapu kaydına atıf yapan icar senedinin uygulandığı, tapu kaydının ... ..., ..., ..., cebel (dağ), vergi kaydının ise ..., Yol, dağ ve... sınırlarını okuduğu, kayıtlarda geçen mevkii ile yol ve dağ sınırlarının taşınmaza uyduğunun bildirildiği diğer sınırlarının ise bilinemediği, tapu yada vergi kaydının bir taşınmazı kapsadığının kabul edilebilmesi için mevkii ve en az üç sınırının uyması gerektiği, dağ ve yol sınırının her yerde bulunabilecek sınırlardan olduğu da dikkate alındığında kayıtların çekişmeli taşınmazları tamamen yada kısmen kapsadığının kabulünün mümkün olmadığı, ancak, davacıların ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1952/67 Esas sayılı dava dosyası ile yukarıda anılan icar senedine dayalı olarak icar bedelinin tahsili istemiyle icar alan İbrahim oğlu ...'ya karşı dava açtıkları, yargılama sırasında adı geçen davalının icar bedelini ödediğine dair yemin etmesi ve icarı ödenen taşınmazın başka bir taşınmaz olduğu yönünde ortaya konulamaması karşısında davalıların taşınmazlar üzerinde asli zilyetliğinin bulunmadığı, icar senedinin düzenlendiği 1950 yılından başlayan fer'i zilyetliklerinin bulunduğu, kaldı ki 1950 yılı ile eldeki davanın açıldığı 29.07.1967 tarihleri arasında zilyetlikle taşınmaz edinebilmek için gerekli 20 yıllık zilyetlik süresinin dahi dolmadığı, bu nedenle davalıların adlarına tescil hükmü kurulmayan taşınmazlar hakkındaki temyiz itirazlarının yerinde olmadığı; davalı Hazinenin, tüm taşınmazlar hakkındaki temyiz itirazları bakımından, anlatıldığı üzere davalı tarafın taşınmazlarda asli zilyetliğinin bulunmadığı, davacı tarafın dayandığı tapu kaydının taşınmazlara ait olmadığı gibi davanın açıldığı 1967 yılından geriye doğru 20 yıllık zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının lehlerine gerçekleştiğini ispatlayamadıklarının da dosya kapsamıyla belirlendiği, ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesi uyarınca mahkemenin resen taşınmazın malikini belirleme hak ve yükümlülüğü bulunduğu açıklanarak, taşınmazların kamu malı niteliğinde yayla, orman ya da orman içi açıklık olup olmadığı hususlarında usulünce araştırma yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuş ve davacı ... ... mirasçıları tereke temsilcisi ... vekili ile davalı ... ... ve arkadaşları vekilinin karar düzeltme talepleri ... (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01.02.2019, 2018/4327 Esas, 2019/519 Karar sayılı ilamıyla reddedilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine, dava konusu parsellerin malikhanelerinin boş olması nedeni ile; ... ili ... ilçesi ... Köyü 142 ada 200 parsel, 142 ada 201 parsel, 142 ada 202 parsel, 142 ada 203 parsel, 142 ada 204 parsel, 142 ada 205 parsel, 142 ada 206 parsel, 142 ada 208 parsel, 142 ada 209 parsel, 142 ada 210 parsel, 142 ada 211 parsel taşınmazların tamamının, 142 ada 196 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi ... tarafından birlikte hazırlanan 24.07.2019 tarihli rapor ve krokilerinde (A) harfi ile gösterilen 15.282,40 m2.lik alan, 142 ada 197 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 3.170,46 m2.lik alanın bulunduğu adanın en son parsel numaraları müteselsilen verilerek orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tescillerine, 142 ada 198 parsel, 142 ada 199 parsel, 142 ada 212 parsel, 142 ada 213 parsel, 142 ada 214 parsel, 142 ada 215 parsel, 142 ada 216 parsel, 142 ada 217 parsel, 142 ada 218 parsel, 142 ada 219 parsel, 142 ada 220 parsel, 142 ada 221 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 142 ada 196 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi ... ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi ... tarafından birlikte hazırlanan 24.07.2019 tarihli rapor ve krokilerinde (B) harfi ile gösterilen 26.931,20 m2.lik alan, 142 ada 197 parsel sayılı taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 12.321,74 m2.lik alanın bulunduğu adanın en son parsel numaraları müteselsilen verilerek yaylak vasfında özel sicile yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... ... mirasçıları tereke temsilcisi ... vekili ile bir kısım davalılar ... ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve önceki bozma ilamında çekişmeli taşınmazların kamu malı niteliğinde olduğu belirtildiğine ve karar düzeltme talepleri de reddedildiğine göre, davacı ... ... mirasçıları tereke temsilcisi ... vekili ile bir kısım davalılar ... ... ve arkadaşları vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2. Ne var ki, dosya kapsamında alınan orman bilirkişisi raporu ekinde bulunan ve 1952 tarihli 399 film 263 resim nolu olduğu belirtilen hava fotoğrafı ile harita mühendisi raporu ekinde bulunan ve 1952 tarihli 399 film 263 resim nolu olduğu belirtilen hava fotoğrafları birbirinden farklı olup, harita mühendisi raporundaki fotoğrafta taşınmazlar kapalı görünürken orman bilirkişi raporundaki fotoğrafta açık göründüğü ve bu haliyle raporlar arasında çelişki oluştuğu, öte yandan orman bilirkişisi raporundaki hava fotoğrafı değerlendirmesinin de raporunun ekinde bulunan hava fotoğrafıyla uyuşmadığı ve kendi içinde de çelişkili olduğu ve buna göre dava konusu taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı konusunda oluşan çelişki giderilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
    Ayrıca kadastro tespitinden önce taşınmazlar dava konusu olduğuna ve bu nedenle eldeki davada, 3402 sayılı Kanun'un 30/2 maddesi gereğince resen araştırma yapılması gerektiğine, taşınmazların niteliklerinin ve maliklerinin yapılacak araştırma sonucu belirleneceğine ve taşınmazların sınırında orman bulunduğuna göre, Orman İdaresinin davaya dahil edilmesi gerekirken, Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak Orman İdaresi yöntemince dahil edilip delilleri toplanmadan hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, Orman İdaresinin yöntemince davaya katılımı sağlandıktan sonra delilleri sorulup saptanmalı, bildirdiği taktirde delilleri toplanmalı; ayrıca yöreye ait “en eski” tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları hükmen oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ve varsa ... ilamlarının örnekleri ilgili yerlerden getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç kişilik orman mühendisi bilirkişi kurulu, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, getirtilen belgeler çekişmeli taşınmazlarla birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; hakim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişileri/ile orman bilirkişisi/bilirkişileri eliyle yerine uygulattırılıp, orijinal-renkli (renkli fotokopi)hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (... veya benzeri programlar kullanılarak) denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazlar çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazların gerçek eğimi, klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle üç boyutlu incelemesi yapılarak temyize konu taşınmazların niteliği, üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklandığı ve dava konusu taşınmazların 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten, müşterek imzalı şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalı ve çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, bu hususlar gözetilmeksizin, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... ... mirasçıları tereke temsilcisi ... vekili ile bir kısım davalılar ... ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacı ... ... mirasçıları tereke temsilcisi ... vekili ile bir kısım davalılar ... ... ve arkadaşları vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi