20. Hukuk Dairesi 2012/15385 E. , 2013/4573 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, kadastro mahkemesine verdiği 26.02.2007 tarihli dava dilekçesiyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ... Köyü sınırları içinde kalan ve sınırları gösterilen 5000 m2 yüzölçümündeki taşınmazın orman içinde bırakıldığını, ormanla ilgisinin bulunmadığını bildirerek taşınmazın adına tescili talebi ile dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı ile davalı Hazinenin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.01.2009 tarih ve 2009/15941- 781 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Köyünde genel arazi kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmamış, yapılmış ise buna ilişkin belgeler ve kadastro paftası getirtilmemiş, taşınmazın parsel numarası alıp almadığı tesbit edilmemiş, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ilişkin kadastro tutanağı düzenlenmemiş ise, 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince orman kadastro tutanaklarının olduğu gibi tapu kütüğüne aktarılıp aktarılmadığı araştırılmamıştır.
Mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu... Köyünde genel arazi kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, yapılmış ise, genel arazi kadastrosu sonucu oluşan kadastro paftası getirtilmeli, çekişmeli taşınmazın genel arazi kadastrosu sırasında parsel numarası alıp almadığı tesbit edilmeli, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ilişkin kadastro tutanağı düzenlenmemiş ise, 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince orman kadastro tutanaklarının olduğu gibi tapu kütüğüne aktarılıp aktarılmadığı araştırılmalıdır. Bu şekilde yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu yapıldığı ve taşınmaza ilişkin kadastro tesbit tutanağı düzenlendiği anlaşıldığı takdirde, ada ve parsel numarası tesbit edilerek tutanak aslı getirtilmeli; genel arazi kadastrosu yapıldığı, ancak tutanak düzenlenmediği, 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince orman kadastro tutanaklarının olduğu gibi tapu kütüğüne aktarıldığı tesbit edilirse buna ilişkin tapu kaydı getirtilmelidir.
Yukarıda belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra ... Köyünde 25.01.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2006 yılında orman sınırlandırılması yapılmış ormanlarda 2/B madde uygulaması ile evvelce orman sınırlandırılması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu yapıldığı ve 01.11.2006 tarihinde ilân edilmiş olduğu anlaşıldığından, kural olarak, 4785 sayılı Kanun gözetilmek suretiyle orman tahdidi yapılıp, kesinleşmişse; bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının orman mühendisi aracılığıyla yerine uygulanması yoluyla çözümlenir. O halde, mahkemece yeniden yapılacak inceleme ve keşifte halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla ... Köyünde 25.01.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosuna ilişkin kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası
uygulattırılmalı; taşınmazın konumu uzman ve fen ehli bilirkişilere düzenlettirilecek tahdit hattı ile irtibatlı krokide gösterilmeli; taşınmazın 25.01.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman tahdit sınırları içinde orman alanı olduğu ve taşınmaza ilişkin kadastro tutanağı düzenlenmeyerek 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince orman kadastro tutanaklarının olduğu gibi tapu kütüğüne aktarıldığı tespit edilirse 3402 sayılı Kanunun 26. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin yetki ve görevi taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günden itibaren başladığından ve davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmakta olup 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince 6 aylık kanunî süre içinde dava açmadığından davanın genel mahkemede görülmesi gerektiği dikkate alınarak mahkemenin görevsizliğine karar verilmelidir.
Çekişmeli taşınmazın 25.01.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman tahdit sınırları içinde orman alanı olduğu ve taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu yapılmadığı anlaşıldığı taktirde davacı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmakta olup 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince 6 aylık kanunî süre içinde dava açmadığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmelidir.
Çekişmeli taşınmazın 25.01.1980 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman tahdit sınırları dışında ancak orman sınırlandırılması yapılmış ormanlarda 2006 yılında yapılan orman kadastrosuna ilişkin orman sınırları içinde kaldığı tesbit edildiği taktirde dava 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince 6 aylık kanunî süre içinde açılan orman sınırlandırılmasına itiraz davası niteliğinde olduğundan; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro partası ölçeğine, yine kadastro partası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmaz yönünden 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı değerlendirilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırlarının tamamen veya kısmen dışında olduğu ve çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılan genel arazi kadastrosu sırasında taşınmazın bulunduğu alanın herhangi bir nedenle tesbit dışı bırakıldığı tesbit edilirse, dava kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü gereğince açılan tescil davasına dönüşeceğinden ve 3402 sayılı Kanunun 26. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin yetki ve görevi taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günden itibaren başladığından ve çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmemiş olduğundan davanın genel mahkemede görülmesi gerektiği dikkate alınarak mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerektiği ”ne değinilmiştir.
Kadastro mahkemesince bozma kararına uyulduktan sonra mahkemenin görevsizliğine, dosyanın talep halinde, görevli ve yetkili ...Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; Hazinenin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.12.2011 gün 2011/14050 - 12026 sayılı kararıyla hüküm onanmıştır.
Asliye Hukuk mahkemesince taşınmaz orman sayılan yerlerden olduğundan, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... Köyünde 25.01.1980 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır. Daha sonra 2006 yılında orman sınırlandırılması yapılmış ormanlarda 2/B madde uygulaması ile evvelce orman sınırlandırılması yapılmamış ormanlarda orman kadastrosu yapılmış ve 01.11.2006 tarihinde ilân edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazların (A) ile gösterilen 2247,10 m2"lik kısmının Kırazlıyayla Köyü sınırları içinde çay boşluğu, (B) ile gösterilen 6010,80 m2"lik kısmının ... Köyü 421 ada 1 nolu orman parseli içinde kaldığı, 421 ada 1 parsel sayılı taşınmazın yörede yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu sonucunda orman olarak sınırlandırıldığı, çekişmeli 421 ada 1 parsel sayılı taşınmaz için kadastro tesbit tutanağı düzenlenmediği, 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi hükmü uyarınca, taşınmazın içinde bulunduğu alanın, 421 ada 1 parsel numarası altında, orman niteliği ile tapu kütüğüne aktarıldığı anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/04/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.