Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/25827
Karar No: 2013/24491
Karar Tarihi: 07.10.2013

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/25827 Esas 2013/24491 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/25827 E.  ,  2013/24491 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalı idare ile aralarında düzenlenen sözleşme uyarınca davalıya hizmet verdiğini, sözleşme süresince 5510 sayılı yasada yapılan değişikliğin davalı tarafından yanlış yorumlandığını ve şirketin istihkaklarından haksız kesintiler yapıldığını, 5510 sayılı yasanın 81 maddesine eklenen bende göre sigorta primlerini düzenli ödeyen ve sigortasız işçi çalıştırmayan işverenleri teşvik etmek amacıyla sigorta pirim oranının %5 lik kısmının hazinece karşılanacağının belirtildiğini, 5510 sayılı yasanın yürürlüğünden itibaren bu kanun gereğince 5 puanlık indirimleri uygulamak suretiyle sigorta primlerini tahakkuk ettirildiğini ve ödendiğini, ancak davalı idarenin söz konusu pirim indirimlerini hak edişlerinden haksız olarak kestiğini,bu kesintilerin tahsili için ... 8.İcra Müdürlüğünün 2011/9148 sayılı ilamsız icra takibini yapmak zorunda kaldığını, davalının icra takibine de haksız ve kötüniyetli olarak zaman kazanmak amacıyla itiraz ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı tutarak,davalı borçlunun ... 8.İcra Müdürlüğünün 2011/9148 esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptaline, (23.625,41 TL "lik icra takip miktarı olan alacak + asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt avans faizi ile birlikte olacak şekilde davalıdan tahsilini) takibe haksız ve kötü
    Niyetli olarak itiraz eden davalı borçlunun takip talebindeki miktar ve işleyecek faiz üzerinden en az %40 inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece,davanın kısmen kabulüne,icra takibinin 19.045,35 TL alacak üzerinden devamına, geriye kalan kısma ilişkin talebinin ve tarafların karşılıklı icra inkar tazminatı taleplerinin davaya konu alacağın varlığının ve miktarının tespiti yargılamaya muallak olduğu için reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacı, hak edişlerinden haksız kesinti yapıldığını belirterek haksız yere kesinti yapılan 19.045,35 TL asıl alacak olmak üzere toplam 23.62541 alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile,davalının yaptığı itirazın kısman iptali ile takibin devamına karar verilmiştir. Borçlar Kanunun 101/1 (6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 117) maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir.Dava konusu olayda davacı,27.07.2011 tarihli dilekçe ile hakedişlerinden 19.045,41 TL haksız kesinti yapıldığını belirterek yapılan kesintilerin taraflarına iadesini istemiş,davacının bu talebi davalı tarafından 17.10.2011 tarihinde reddedilmiştir.Bu itibarla hüküm altına alınan 19.045,35 alacağa bu tarihten itibaren faiz uygulanması zorunludur.Mahkemece,bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
    3-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra-inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    Ne varki yapılan bu yanlışlıkların giderilmesi yeni bir yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.
    SONUÇ; Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının reddine,2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının hüküm fıkrasının birinci bendinin hükümden çıkartılarak yerine “"Davanın kısmen kabulüne, ... 8.İcra Müdürlüğünün 2011/9148 esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile icra takibinin 19.045,35 TL asıl alacağa haksız kesintinin ödenmesine ilişkin talebin reddedildiği 17.10.2011 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,Davacı lehine hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi