18. Ceza Dairesi 2018/3595 E. , 2019/1306 K.
"İçtihat Metni"KARAR
İmar kirliliğine neden olmak suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 184/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 6.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, adli para cezasının anılan Kanun"un 52/4. maddesi uyarınca 10 eşit taksitle tahsiline dair Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/12/2017 tarihli ve 2017/648 esas, 2017/1107 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 30/04/2018 gün ve 35447 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanun"un 52/4 maddesinde yer alan ‘’Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz...’’ şeklindeki amir hüküm karşısında, infazda tereddüt oluşturacak şekilde taksit aralıklarının belirtilmemiş olmasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın 52/4. maddesinde; “Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Ancak;
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay Ceza Dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan 6000 TL adli para cezasına hükmedildiği, hükmedilen adli para cezasının TCK"nın 52/4. maddesi uyarınca 10 eşit taksit halinde tahsiline karar verildiği, buna karşın infazda tereddüt oluşturacak şekilde taksit aralıklarının belirtilmediği, ancak; adli para cezasının taksitlendirilmesinde taksit aralığının gösterilmemesi hususuna ilişkin eksikliğin, Yerel Mahkemece ek kararla belirlenebileceği, kanun yararına bozma müessesesinin istisnai ve başka şekilde çözümlenme ihtimali kalmayan hukuka aykırılık hallerinde başvurulacak bir kanun yolu olduğundan, kanun yararına bozma yoluyla giderilmesi gereken bir hukuka aykırılık tespit edilmediği anlaşıldığından, kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 15/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.