
Esas No: 2013/237
Karar No: 2013/754
Karar Tarihi: 11.02.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/237 Esas 2013/754 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Kocatepe/Büyükkalecik Mahallesi çalışma alanında bulunan temyize konu 186 ada 23, 24, 27, 203 ada 2, 6 ve 205 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 2.484,83, 47.726.03, 6.898.11, 9.935.87, 54.224.98 ve 10.019.98 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı nedeniyle davalı Hazine adına tespit edilmiş, tutanağın beyanlar hanesinde ise kullanıcısı gösterilmiştir. Davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 186 ada 23, 24, 27 ve 205 ada 1 parsel sayılı taşınmazların davacı ..., 203 ada 2 ve 6 parsel sayılı taşınmazların davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazine vekilinin 186 ada 27, 203 ada 2, 6 ve 205 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmazlarla ilgili hükmün ONANMASINA,
2- Davalı Hazine vekilinin 186 ada 23 ve 24 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, çekişmeli taşınmazlarda davacının zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. 186 ada 23 ve 24 parsel sayılı taşınmazlar birbirine sınır olup 24 parsel sayılı taşınmaz 23 parsel sayılı taşınmazın güney sınırında yer almaktadır. Mahkemece yapılan ilk keşiften sonra dosyaya ibraz edilen 17.06.2011 tarihli ziraatçi bilirkişi raporunda; 23 parsel sayılı taşınmazın doğal mera görünümünde, taşlı, imar ve ihya edilmeyip doğu ve güneyinde bulunan Hazine arazileriyle benzerlik gösterdiği belirtilmesine rağmen, yapılan ikinci keşiften sonra dosyaya ibraz edilen aynı bilirkişinin 31.07.2011 tarihli raporunda; 24 parsel sayılı taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı, davacı tarafından imar ve ihya edilerek zilyetliğin sürdürüldüğü değerlendirilmek suretiyle iki rapor arasında çelişki yaratılmıştır. Böylesine birbiriyle çelişen raporlar esas alınarak karar verilemez. O halde sağlıklı sonuca varabilmek için taşınmazlar başında yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri ve üç kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla yeniden keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, taşınmazların öncesinin mera olup olmadığı, taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan taşınmazların niteliğiyle ilgili olarak ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, tespit tarihinden geriye doğru 25-30 yıllık döneme ilişkin hava fotoğrafları ve var ise uydu fotoğrafları getirtilerek uzman harita veya fotogrametri mühendisi aracılığıyla bilimsel yönlemlerle incelenmek suretiyle taşınmazların niteliği ve kullanım durumları belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle ve birbiriyle çelişen bilirkişi raporları esas alınarak yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin 186 ada 23 ve 24 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 11.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.