Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14018
Karar No: 2020/1878
Karar Tarihi: 16.03.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/14018 Esas 2020/1878 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/14018 E.  ,  2020/1878 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davaların kabulüne ilişkin olarak verilen karar birleştirilen davada davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedilip, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Asıl ve birleştirilen dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
    Davacı asıl davada, mirasbırakan babası ..."in ... parsel sayılı taşınmazı ile ... parsel sayılı taşınmazdaki 1260/10520 payını davalı ...’a temlik ettiğini, ...’in de ... parsel sayılı taşınmazı kısa süre sonra davalı ...’e temlik ettiğini, babasının 17 yıldır felçli hasta olduğunu ve fiil ehliyetini haiz olmadığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiş; birleştirilen davada ise ...’in ... parsel sayılı taşınmazı davalı ...’e devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemiş, aşamada ... mirasçıları davaya muvafakatları olduğunu beyan etmişlerdir.
    Davalı ..., taşınmazı tapu kaydına güvenerek aldığını, durumu bilmediğini ve bilecek durumda olmadığını, iyi niyetli olduğunu, taşınmazı devraldığı kişi ile aralarında akrabalık bağı bulunmadığını; davalı ..., eldeki davanın kötü niyetli olarak açıldığını, mirasçılardan ...’ın ve davacının temlikten haberdar olduğunu, taşınmazları başkalarına devrettiğini, davada husumetinin bulunmadığını; davalı ..., ...’de ikamet ettiğini, maddi durumunun iyi olduğunu, emlak işleriyle uğraşan arkadaşı ...’in kendisini arayıp ...’de uygun fiyatlı taşınmaz olduğunu kendisinin ilgilenip ilgilenmediğini sorduğunu, ... parsel sayılı taşınmazı 5.000 TL bedel karşılığında ...’den aldığını, aynı bölgede bu taşınmaz haricinde başkaca taşınmazlar da aldığını, satış işlemi esnasında arsa sahiplerine ve komisyonculara paralarını ödediğini, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in ... parsel sayılı taşınmazının tamamı ile ... parsel sayılı taşınmazdaki 1260/10520 payını 10.11.2011 tarihinde davalı ...’e temlik ettiği, ...’in de ... parsel sayılı taşınmazdaki payını 17.11.2011 tarihinde davalı ...’e, ... parsel sayılı taşınmazı ise 28.03.2012 tarihinde davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği, ...’in 09.05.2012 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ... ile çocukları ..., ..., ..., ..., ... ve ...’ın kaldığı, Adli Tıp Kurumu Dördüncü Adli Tıp İhtisas Kurulunun 30.03.2015 tarihli raporu ile mirasbırakan ...’in 10.11.2011 tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
    Hukukumuzda, diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 2. maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988. ve 989., tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
    Öte yandan, bir devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip, taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nin 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1. fıkrasına göre "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse diğer yanda ise kendisi için maddi, hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır.
    Bu nedenle, yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı” ilkeleri 8.11.1991 tarih l990/4 esas l99l/3 sayılı İçtdihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda gelişmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, Adli Tıp Kurumu raporuyla mirasbırakan ...’in temlik tarihinde ehliyetli olmadığı saptandığına göre ...’e yapılan ilk temliklerin geçersiz olduğunda kuşku yoktur.
    Bu tespitten sonra çözümlenecek ilk uyuşmazlık, ...’inden ... parsel sayılı taşınmazı satın alan ikinci el konumundaki birleştirilen davada davalı ...’in durumu bilip bilmediği veya kendisinden beklenen özeni göstermesi halinde bilebilecek durumda olup olmadığıdır.
    Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nin 190. ve TMK’nin 6. maddeleri uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Birleştirilen davada davalı ...’in iyiniyetli olmadığını ispat yükü davacı tarafa ait olduğu gibi TMK’nin 3. maddesi uyarınca da iyiniyet asıldır.
    Yukarıda yer verilen tespitler bir bütün halinde değelendirildiğinde; birleştirilen davada davalı ...’in durumu bilmediğinin veya kendisinden beklenen özeni göstermesi halinde dahi bilebilecek konumda olmadığının aksini davacının kanıtlayamadığı gözetildiğinde, ...’in TMK’nin 1023. maddesi koruyuculuğundan istifade edeceği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Birleştirilen davada davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.03.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi