20. Hukuk Dairesi 2012/7569 E. , 2013/4508 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Orman Yönetimi, .... ve arkadaşları tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, dava konusu .... Köyü 104 ada 272 nolu 12011,08 m² yüzölçümlü taşınmaz K. evvel 1327 tarih 173 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak, fındık bahçesi niteliği ile davalı .... adına, 104 ada 281 nolu 2372,01 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Kasım 1306 yoklama ve 126 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak tarla niteliği ile davalı .... adına, 104 ada 171 nolu 5729,39 m² yüzölçümlü taşınmaz, Mart 1289 tarih, 216 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak davalılar .... ve arkadaşları adına, 104 ada 250 nolu 8432,71 m² yüzölçümlü taşınmaz, Mayıs 1330 tarih, 39 sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak davalı.... adına tesbit edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları, çekişmeli 104 ada 272 ve 281 nolu taşınmazların dedeleri ...."ın iken, 01.02.1981 tarihli senet ile 281 nolu taşınmazı kendilerine sattığını, 01.01.1980 tarihli hibe senedi ile de 272 nolu taşınmazı kendilerine hibe ettiğini, ancak kadastro sırasında dedeleri ... adına tespit edildiğini iddia ederek, taşınmazların adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davacı ...., 104 ada 281,250 ve 171 nolu taşınmazların tesbit maliki ... tarafından kendisine satıldığını iddia ederek adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacı Orman Yönetimi, 104 ada 272, 250 ve 281 nolu taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunu iddia ederek, orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda, davacı Orman Yönetiminin itirazda bulunduğu 104 ada 272, 250 ve 281 nolu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davasının reddine, davacıların tutunduğu hibe senedinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle çekişmeli 272 nolu parsel yönünden davacıların davasının kısmen kabulü ile .... mirasçıları adına tesciline, davacıların tutunduğu satış senedinin geçerli olduğu gerekçesiyle 281 nolu taşınmaz yönünden davacıların davasının kabulüne, taşınmazın hisseleri oranında adlarına tesciline, davacı ...."ın eşinin, muris ...."tan önce vefat ettiğinden mirasçısı sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davasının reddine, 171 ve 250 nolu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi tarafından tüm çekişmeli parsellere yönelik olarak, davacı ... tarafından 104 ada 250 nolu parsellere yönelik olarak, davacılar ... ve arkadaşları tarafından 272 nolu taşınmaza yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır.
1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu 104 ada 272, 281 ve 250 nolu taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu, çekişmeli 104 ada 171 nolu taşınmaza yönelik açılan davada Orman Yönetiminin taraf olmadığı anlaşıldığına göre, davacı Orman Yönetiminin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı gerçek kişilerin temyiz itirazlarına gelince; her ne kadar mahkemece, davacılar .... ve arkadaşlarının 104 ada 272 nolu parsele yönelik davaları yönünden, dayanılan 01.01.1980 tarihli hibe senedinin muvazaalı olduğu, taşınmazın kök muris...."tan mirasçılarına intikal ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve kök murisin tüm miraşçıları adına tesciline, davacı ..."ın 104 ada 250 nolu parsele yönelik davası yönünden, davacı..."in eşi olan, ...."ın, kök muris...."ın ölümünden önce öldüğü, bu nedenle mirasçı sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; davacı gerçek kişiler kadastro tespitinden önce düzenlendiği iddia edilen hibe senetlerine dayanmışlardır. 6100 sayılı HMK"nın geçici 2. maddesinde, "1086 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu dönemde usulüne uygun olarak düzenlenmiş bulunan senetler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra da geçerliliklerini korur." hükmü gereğince, senetlerin geçerlilik durumunun denetlenmesi gerekir. Davacı gerçek kişiler tarafından dosyaya ibraz edilen 01.01.1980 tarihli hibe senetleri incelendiğinde, bağışlayan muris ...."ın adı altında mühür ve parmak izi bulunduğu görülmektedir. Senette imza bulunmadığından, senedin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"nun 297. maddesine uygun düzenlenmiş geçerli bir senet olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda, davacılar ... ve arkadaşlarının temyize konu 104 ada 272 nolu parsel yönünden dayandıkları 01.01.1980 tarihli hibe senedi keşif mahallinde yerel bilirkişi yardımı ile taşınmaza uygulanmış ise de, yerel bilirkişi beyanında, hibe senedine konu yapılan K. evvel 1327 tarih ve 173 sırasında kayıtlı taşınmazın tapu kaydının, dava konusu 272 nolu parsele uygun olmadığını söylediği halde, hibe senedinin bu taşınmaza ait olduğunu belirterek çelişkiye düşmüştür. Yapılan keşiften sonra davacıların dinlenilmesini istedikleri ve hibe senedinde imzaları bulunan ihtiyar heyeti üyelerinden ..."ın beyanında, hibe senedi altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ve senet içeriğinden haberinin olmadığını belirtmiş, senette imzası bulunan muhtar .... ise beyanında, davacıların o tarihte senedi kendisine getirdiklerini, davacılara senet içeriğini doğrulamak için senette hibe yaptığı görülen ...."ın yanına gittiğini, ...."ın senedin içeriğini doğruladığını, senette belirtilen yeri torunları olan davacılara bağışladığını, kendisine onların baktığını söylediğini, bunun üzerine senedi imzaladığını, diğer heyet üyelerinden kimlerin imza attığını ya da atmadığını bilmediğini söylemiş, mahkemece senette imzası bulunan diğer ihtiyar heyeti üyeleri ve senet tanıklarının yaşayıp yaşamadıkları, senedin tanzim tarihinde ihtiyar heyetinin kimlerden oluştuğu usulünce araştırılmayarak, parmak izli senedin geçerliliği denetlenmemiştir. Muvazaanın varlığı bir gizli işlemi gerektirdiğinden, hibe ile devredilen tapulu taşınmazlar yönünden, muris muvazaasından söz edilemeyeceği düşünülmeden, mahkemece hibe senedinin muvazaalı olduğu belirtilerek hükümsüz sayılması, yine davacı ..."ın dayandığı aynı tarihli hibe senedinin mahallinde usulünce uygulanmayıp, hiç bir araştırmaya konu edilmeyerek, miras hükümlerine göre davasının reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
O halde, doğru sonuca ulaşılabilmesı için mahkemece, öncelikle, İlçe Kaymakamlığından, senetlerin tanzim tarihinde .... Köyü İhtiyar Heyeti üyelerinin kimlik bilgilerinin sorularak, yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, tüm kadastro tesbit bilirkişileri ile 01.01.1980 tarihli hibe senetlerinde imzaları bulunan ve dosya içine getirtilecek nüfus kayıtlarıyla sağ oldukları belirlenecek tüm tanık ve ihtiyar heyeti üyeleri hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, muris ....ın 01.01.1980 tarihli hibe senetlerini ne amaçla düzenlediği, murisin gerçek iradesini yansıtıp yansıtmadığı, Sekü mevkiindeki taşınmazı konu alan hibe senedinde belirtilen K. evvel 1327 tarih ve 173 sırada kayıtlı tapu kaydı da usulünce uygulanmak suretiyle, senetlere konu yapılan taşınmazların hangi taşınmazlar oldukları ve bu senetlerin düzenlenmesinden sonra taşınmazların senetlerdeki iradeye uygun olarak davacı gerçek kişiler tarafından kullanıp kullanmadığı; tek tek olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmelidır.
Tutanakların edinme sebeplerinde bildirilen olaylara aykırı sonuçlara ulaşılması halinde, tüm tesbit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmelidir. Belirtilen senetlerde imzası bulunan kişilerden; bu seneterin nasıl ve ne amaçla düzenlendiği, kim tarafından ve ne şekilde hazırlandığı, altındaki parmak izinin kök murise ...."a ait olup olmadığı, iradesinin senede aynen yansıyıp yansımadığı, senetlerin tanzimi sırasında tüm senet tanıklarının hazır bulunup bulunmadığı gibi hususlar sorulup açıklığa kavuşturulmalıdır. Şeklen geçerli olmasa bile, bağışın her türlü delil ile ispatlanabilmesinin mümkün olduğu gözönünde bulundurulmalıdır. Bundan sonra, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez.
SONUÇ:1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı gerçek kişilerin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davacı gerçek kişilerin yatırdıkları temyiz harçlarının istek halinde iadesine 16/04/2013 günü oy birliği ile karar verildi.