14. Hukuk Dairesi 2012/14343 E. , 2013/2187 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.03.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, kademeli olarak tazminat istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tazminat isteminin kabulüne dair verilen 09.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, adi yazılı satış sözleşmesi ile dava konusu eczane ve altındaki deponun satışının vaat edilmesine rağmen tapuda yalnızca eczanenin devrinin yapıldığını, deponun ise devrinin yapılmadığını ileri sürerek dava konusu ikinci bodrum kat 13 numaralı deponun tapu kaydının iptali ile adına tescilini, bu istemi kabul edilmediği takdirde tazminat istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne dair verilen karar Dairemizce özetle “…23.11.1998 tarihli adi yazılı biçimde düzenlenen satış senedine dayanılarak tapuda özel depo niteliğindeki 2. Bodrum kat 13 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ve tescil isteminde bulunulmuştur. Borçlar Kanununun 213, Türk Medeni Kanununun 706 maddeleri hükümleri ile tapuda kayıtlı taşınmazın mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerliliği yukarıda belirtildiği üzere resmi şekilde olmalarına bağlıdır. Dolayısıyla adi yazılı sözleşmeye dayalı mülkiyet aktarımı istenen dava dinlenemez bu istemin reddi ile davacının ikinci kademedeki istemi olan tazminat talebi incelenerek sonucuna uygun hüküm kurulması gerekirken talebin kabulüne karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak ... yönünden tazminat isteminin kabulü ile 30.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsiline, diğer davalılar hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının dayandığı 21.11.1998 tarihli adi yazılı satış sözleşmesinin incelenmesinden davalı ...’nün dava konusu taşınmazı kendi adına asaleten ..., ... ve ...’ye vekaleten sattığı belirtilmiş ise de, ...’ye ...’in 25.07.1994 tarihli vekaletname verdiği, ... ve ...’nin vekaletlerinin olmadığı anlaşılmıştır. Davalı ..."nün, ... ve ... adına düzenlenmiş bir vekaletname olmadan yetkisiz satış yaptığı anlaşıldığından, davacının yalnızca akidi olan ... ve ...’ten tazminat talep etme olanağı bulunmaktadır. Sözleşmenin tarafı olmayan ve satış yetkisini içerir bir vekaletnamesi bulunmayan ...’nin tazminatla sorumlu tutulması doğru değildir
Öte yandan, davacının dayandığı 23.11.1998 tarihli adi yazılı satış sözleşmesi tapulu taşınmazın satışına ilişkin olup (MK.706, BK. 213, TK. 26 md) davacı geçersiz sözleşme nedeniyle taşınmazın rayiç değerini isteyemez. Ancak, ödediği bedeli denkleştirici adalet ilkesi gereğince geri isteyebilir. Mahkemece, yapılacak iş, davacının ödediği bedelin tapudan devri yapılan eczane ile dava konusu depoya oranlanmak suretiyle depo için ödenen bedeli saptamak, dava tarihi itibarıyla enflasyon, tüketici fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur ve işci ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenlerin ortalaması alınmak suretiyle bu bedelin ulaşacağı alım gücünü belirlemek, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişinin görüşüne başvurmak ve saptanan bu bedel yönünden tazminat istemini hüküm altına almak olmalıdır.
Açıklanan bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 14.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.