Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının sebep olduğu kazada müvekkillerinin murisinin ağır yaralandığını ve kaza sonucunda öldüğünü açıklayıp 25.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, kaza ile ölüm arasında illiyet bağının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü 7.000,00"er TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazası nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. TBK"nın 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Yine TBK"nın 58. maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir." Haksız fiile dayalı bir borcun doğabilmesi için, hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, fiili işleyenin kusuru olmalı, sonuçta bir zarar doğmalı, zarar ile işlenen fiil arasında da uygun nedensellik bağı bulunması gerekir. Somut olayda, davacıların murisi karşıdan karşıya geçmek isterken davalı sürücünün çarpması neticesinde kemik kırığı oluşacak ve hayatı tehlikeye sokmayacak şekilde yaralanmış ve gerekli tedavilerinin ardından taburcu edilmiş, kazadan yaklaşık 3 ay sonra da ölmüştür. Davacılar tarafından kaza nedeni ile murisin ölümü arasında nedensellik bağının bulunduğu iddia edilse de Malatya 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/426 Esas- 2011/310 Karar sayılı dosyasında ve eldeki bu dosyada ölüm ile kaza arasında illiyet bağının bulunmadığı kabul edilmiş olup murisin bu kaza sonucunda yaralanması nedeni ile oluşan manevi zarar kişinin şahsında doğan bir zarar olup, muris tarafından ölmeden önce usulünce açılmış bir dava da bulunmadığından davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 3.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.