17. Hukuk Dairesi 2014/5194 E. , 2015/13276 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/07/2013
NUMARASI : 2011/486-2013/448
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar G. T. ile A.. S.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın sebep olduğu kazada desteğin öldüğünü açıklayıp davacı anne için ıslah ile artırılan 16.553,97 TL maddi, 15.000,00 TL manevi, davacı kardeş için 500,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı G. T. vekili, talebin fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacı M.. Y.. için 4.996,19 TL maddi, 5.000,00 TL manevi, T.. Y.. için 2.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar G. T. ve A.. S.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar G. T. ve A.. S.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatların az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Davacılar vekilince, müvekkillerinin murisinin yolcusu olduğu araç ile davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın kaza yapması neticesinde desteğin öldüğü, davalı M.. A.."nin her iki aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu açıklanarak maddi tazminat talebinde bulunulmuştur. Mahkemece yaptırılan kusur incelemesi neticesinde davalı sürücü G. T. %30 oranında kusurlu bulunmuş ve hesaplanan 16.553,97 TL destekten yoksun kalma tazminatının %30 oranına tekabül eden 4.996,19 TL"den davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna karar verilmiştir. Davalı sigorta şirketinin kazaya neden olan her iki aracın da zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup zararın tamamından sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar G. T. ve A.. S.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 614,00 TL kalan harcının temyiz eden davalılar G. T. ve A.. S.."dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 03/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.