17. Hukuk Dairesi 2015/12400 E. , 2015/13270 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde birleştirilen davada davacı ... vekili, asıl davada davacılar ... ve ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada davacılar ... ve ... vekili, müvekkili ..."e ait yabancı plakalı araç ile davalılardan...."e ait ve diğer davalı ..."ın kullandığı aracın çarpışmaları sonucunda davacılardan ..."e ait aracın kullanılmaz hale geldiğini, kazada ..."in hafif şekilde, araçta bulunan kızı ..."in ise ağır şekilde yaralandıklarını, aracın kullanılamaz hale gelmesi sebebi ile ... Müdürlüğü"ne teslim edildiğini, davacının aracın hurda değerinden de faydalanmayacağını açıklayıp ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın, diğer davacı ... için 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınmasını talep ettiğini, davacı ..."in bu kaza nedeniyle, araç bedeli, park ücreti, çekici ücreti ve diğer giderler sebepleriyle uğradığı maddi zararlar karşılığı olarak ıslah ile artırılan 6.512,50 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen davada davacı ... vekili, davalıların sebep olduğu kazada müvekkiline ait aracın hasar gördüğünü, müvekkilinin bu aracı ile pazarlara mal götürerek çalıştığını ve bu kaza nedeni ile kazanç kaybına uğradığını, tamir süresince araç mahrumiyeti bulunduğunu, elindeki sermayesini araç hasarına ödeyen müvekkilinin zararının bulunduğunu açıklayıp fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile
3.416,00 TL araç hasarı, 1.000,00 TL değer kaybı, 2.000,00 TL araç mahrumiyeti, elindeki sermayesini tamire ödemek zorunda kaldığı için 2.584,00 TL zararı, 1.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, müvekkili nezdinde kaza tarihini kapsayan poliçe bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili, kaza tarihini kapsayan poliçe bulunmaması sebebi ile müvekkilinin sorumlu olmadığını ileri sürmüştür.
Davalı ... ..., kaza tarihinden önce aracı sattığından sorumlu olmadığını ileri sürmüştür.
Davalı ... vekili, Türk vatandaşı olmayan davacıların teminat yatırmaksızın dava açamayacaklarını, müvekkilinin de karşı zararları bulunduğunu ileri sürmüştür.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, birleştirilen dava yönünden davalılar ... ve ...."ye yönelik açılan davanın husumet yokluğundan reddine, davacı ... için 3.907,00.-TL maddi tazminatın davalılar ... ile ... ve ..."den tahsiline, davacı ..."un manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine, asıl dava yönünden davalı ......"e yönelik açılan davanın husumet yokluğundan reddine, davacı ... için 1.000,00.-TL"Lik maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 5.512,20.-TL"Lik maddi tazminatın ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."tan tahsiline, davacı ... için 100,00.-TL, davacı ... için 150,00.-TL manevi tazminatın tarafların kusur durumu da dikkate alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."tan tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, birleştirilen davada davacı ... vekili, asıl davada davacılar ... ve ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı ... vekilinin manevi tazminat yönünden yaptığı temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 1.1.2013 tarihinden itibaren 1.822,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davacı ... yönünden reddine karar verilen 1.000,00 TL manevi tazminat yönünden karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ... vekilinin yaptığı diğer temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
2-Aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir.
Öncelikle, değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler her olayın somut özelliğine göre değişebilecek ise de aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı (aracın km"si, metal kompanentlerin yoğunluğu, korozyon dozajı ve önceye ait hasarlar nedeni ile orjinalliğin yitirilip yitirilmediği), aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları değer kaybında gözönüne alınan aracın olay tarihindeki 2.el rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el rayiç değeri arasındaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerekir. Somut olayda mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak yukarıda açıklanan yöntemle değer kaybı zararının belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı vekili müvekkiline ait yabancı plakalı aracın karıştığı trafik kazasında hasarlandığını, aracın kullanılamaz hale geldiğini ve bu nedenle gümrüğe terk edildiğini açıklayıp buna göre araç bedeli, çekici, otopark ücreti ve diğer masraf tutarı olmak üzere toplam 6.512,50 TL maddi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Dosyada mevcut bilirkişi raporunda hasar miktarı ve kalemler belirtilmiş olup bunların ait olduğu yabancı ülkedeki fiyatlarla uyumlu olup olmadığı hakkında yeterli inceleme, araştırma yapılmadan aynı parçalar ile işçilik fiyatlarının ..."de piyasa rayici fiyatları tespit edilmiş, ..."de geçerli birim fiyatları bazında kusur indirimi yapıldığında KDV dahil 6.512,50 TL tutarında hasar oluştuğu belirtilmiş ise de hüküm kurmaya yeterli olmayan bilirkişi raporuna göre 6.512,20 TL"nin tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı, yabancı plakalı aracını kazadan sonra tamir ettirmeden hasarlı olarak gümrük dairesine terk ettiğine göre araç zararı, aracın..."da olay günündeki kullanılmış değerine göre belirlenmelidir. Eğer bu değer onarım giderinden fazla ise davacı yalnız onarım giderini, onarım giderinden az ise, aracın olay gününde ..."daki sürüm değerini davalıdan isteyebilir. Bu durumda mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak
.. aracın, olay tarihinde kayıtlı olduğu ülkedeki ikinci el piyasa rayiç değerinin tespit edilmesi ve aracın Türkiye"deki tamir bedeli ile karşılaştırılarak hangisi az ise o miktara hükmedilmesi gerekir.
4-2918 Sayılı KTK.’nun 20/d maddesi hükmünce, noterlerce gerçekleştirilen devir işlemleri araç mülkiyetinin devri için yeterli olup işlemin tamamlanması için trafik tesciline alıcı adına tescil işlemi yapılması mutlak koşul değildir. Tescil işlemi idari bir tasarruf olup yaptırılmaması ayrı bir yaptırıma tabidir ve mülkiyetin devri için kurucu nitelik taşımaz. Bunun sonucu olarak da trafik kayıtları mülkiyeti gösteren sicillerden olmakla birlikte bu karine kesin değildir. Ayrıca, noter satışıyla devralan, adına tescil işlemi yaptırmamış olsa dahi aracın maliki sayılır.
Somut olayda, kazaya karışan ve davalı ... ... adına kayıtlı araç, Kula 16. Noterliği’nin 21.11.2015 tarih, 5892 yevmiye numaralı “ Araç Satış Sözleşmesi ” ile satılmıştır. Kaza ise, 11.08.2005 tarihinde meydana gelmiştir.
Bu durumda mahkemece, davalı ... ..."in kaza tarihinde araç maliki ve işleteni olduğu anlaşılmakla, davalı ... ... ve ona ait aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı Sanko Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davanın diğer davalı ile birlikte tazminattan sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
5-Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, davacılar ... ve ... için bu kaza nedeni ile hükmedilecek manevi tazminatın takdirinde davacılardaki meydana gelen yaralanmanın niteliği ve derecesi önemli olup mahkemece davacılarda bu kaza nedeni ile maluliyet oluşup oluşmadığı, kaç günde iyileşeceklerine dair davacıların tedavi belgelerinin dosya içine kazandırılarak konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde manevi tazminat takdiri de doğru görülmemiştir.
6-Dava kısmen kabul kısmen red edildiğine göre kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ... ve birleştirilen davada davalı ... yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu konuda karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
7-Bozma neden ve şekline göre Davacı ... vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin, davacılar ... ve ... vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle, birleştirilen dosya davacısı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin, 3 ve 5 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar ... ve ... vekilinin, 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin ve davacılar ... ve ... vekilinin, 6 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve birleştirilen dosya davalısı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 7 nolu bentte açıklanan nedenlerle Davacı ... vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin, davacılar ... ve ... vekilinin manevi tazminatın miktarına yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden birleştirilen davada davacı ..., asıl davada davacılar ... ve ... ve davalı ..."a geri verilmesine 03/12/2015 gününde Üye ... ile Üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.
(Karşı Oy) (Karşı Oy)
KARŞI OY
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zarara uğrayan araç yabancı plakalı olup ..."da trafiğe kayıtlıdır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, sayın Daire çoğunluk görüşü ile karar bozulmuştur.
Davacı, yabancı plakalı aracını kazadan sonra tamir ettirmeden hasarlı olarak Gümrük İdaresine teslim etmiştir.
Kazadan sonra araçların hasarlı olarak gümrüğe terkedilmesi, her zaman bunların tamamen yok olmuş sayılacağı anlamına gelmez. Bu durumda aracın kullanılamaz durumda olup olmadığı, kullanılacak ise onarım miktarı tespit edilmelidir.
Bu nedenle sayın çoğunluğun bozma şeklindeki görüşüne katılıyoruz. Ancak bu şekilde hesaplanacak zarar miktarından aracın hurda değerinin de düşülmesi gerektiğinin zararın ve yararın denkleştirilmesi ilkesine uygun olacağı kanaatindeyiz.
Somut olayda, gümrüğe terk edilen aracın bilirkişi raporuna göre tamirinin ekenomik olmadığı belirtildiğinden kayıtlı olduğu ülke nezdindeki tüm özellikleri nazara alınarak bulunacak 2"ci el piyasa rayici değerinde hurda değeri düşülmek sureti ile bulunacak gerçek zarara nakliye giderleri de eklenerek sonuca göre karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp kararın bu gerekçeyle bozulması gerektiği gerekçesiyle ilamın 3 nolu bendindeki çoğunluk görüşüne katılamıyoruz.
Karşı Oy Karşı Oy
... ...