2. Hukuk Dairesi 2014/10369 E. , 2014/21929 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 3. Aile Mahkemesi
TARİHİ :06.02.2014
NUMARASI :Esas no:2011/162 Karar no:2014/63
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, ziynet ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı (kadın)"a takılan ziynetlerin her iki tarafın rızası dahilinde bozdurularak davacı (kadın)"a araba alındığı ve trafik sicilinde davacı adına kaydettirildiği, araba alımından artan 2000 TL’nin ise balayında harcandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, kadının rızası dahilinde bozdurulan ve akabinde kadına araç alımında kullanılan ziynete yönelik talebinin reddi gerekirken, isteğin tümden kabulü doğru olmayıp hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı (koca)"nın vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 06.11.2014 (Prş.)
KARŞI OY YAZISI
Dava konusu edilen ziynet eşyalarından 2000 TL"lik kısmı ile tarafların balayı masraflarının karşılandığı, davacının rızası ile bozdurulup harcandığı davalı (koca) tarafından kabul edilmiştir. Mahkemecede bu beyan esas alınarak ziynet eşyalarına yönelik davanın kabulüne karar verilmiştir. Evlilik birliği içerisinde davalı koca tarafından müşterek giderler için bozdurulan ziynet eşyalarının davacı (kadın)"ın rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir.
Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesine göre “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılırlar.” Türk Medeni Kanunu prensip olarak kadın erkek eşitliğini kabul etmiş bu nedenle de “eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını” hüküm altına almıştır. Öte yandan “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” (TMK. md. 185/3).
Türk Medeni Kanunun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Somut olayda ispat yükünün davalıda olduğuna ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ispat yüküne ilişkin genel kuraldan ayrılmayı gerektirecek bir sebepte bulunmamaktadır.
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev"i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı (kadın)"da bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3. ve 186/3. maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı (kadın)"ın kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir.
Davacı (kadın) evlilik birliği içerisinde ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacı (kadın)"ın bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur.
Bu sebeple ziynet alacağına yönelik talebin tümden reddi gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğa iştirak edilmemiştir.