11. Hukuk Dairesi 2020/6613 E. , 2020/5898 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce bozmaya uyularak verilen 14.03.2019 tarih ve 2018/744-2019/213 sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı ... arasında tedarik sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının bu sözleşme kapsamında davacıdan tahsil ettiği prim, mağaza açılış, tadilat ve yenileme ile stok farkı faturalarının sözleşme hükümlerinde belirlenen uygulamaya aykırı olarak düzenlendiğini ileri sürerek, bu kapsamda davalı tarafından davacıya yönelik sözleşmeye aykırı olarak kesilen fatura bedellerinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00 TL üzerinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş olup, ayrı bir dilekçe ile talebini 204.168,31 TL daha artırmıştır.
Davalı vekili, davalının davacıya borcunun olmadığını, davacının dava konusu yaptığı ödemeleri ihtirazi kayıt sunmaksızın ödediğini ve davalıya daha sonra bu konuda ihtar çekmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında imzalanan tedarikçi sözleşmesi kapsamında tarafların sundukları ticari defter ve kayıtlar itibariyle, davacının ve davalının cari hesaplarının birbirini doğruladığı, sözleşmedeki hükümler çerçevesinde davacıdan tahsil edilen dava konusu faturaların sözleşmeye aykırı tahsil edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, 212.168,31 TL alacağın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, hükmün davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 22.03.2016 tarihli ve 2015/11409 esas ve 2016/5176 karar sayılı ilamı ile; “Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı tarafından sözleşmeye aykırı prim uygulamaları nedeniyle fazladan ve haksız olarak kesildiğini iddia ettiği prim faturaları bedellerinin, yeni mağaza açılış, tadilat ve yenilemelere ilişkin fatura bedellerinin, stok farkı fatura bedellerinin ve cari hesap alacağının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Ne var ki, davacı tarafından davalıya düzenlenen ve davacının davalıdan olan cari hesap alacağından kesilmek suretiyle tahsil edilen prim, mağaza açılış, tadilat ve yenileme ile stok farkı faturalarının davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacının taraflar arasındaki ticari ilişkinin devamı süresince ihtirazi kayıt ileri sürülmeden ödendiği, davacının ticari ilişki sona erdikten sonra geçmişe yönelik olarak talepte bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava konusu faturaları defterlerine kaydeden ve ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ödeyen davacının cari hesap alacağı dışındaki anılan faturalar nedeniyle talepte bulunamayacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Öte yandan, davacı cari hesap alacağını talep etmekte haklı ise de, dava tarihinden önce davalı temerrüde düşürülmediğinden ıslahla arttırılan miktara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalının davacıya düzenlediği ve davacının davalıdan olan cari hesap alacağından kesilmek suretiyle tahsil ettiği pirim, mağaza açılış, tadilat ve yenileme ile stok farkı faturalarının davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ticari ilişkinin devamı süresince ihtirazi kayıt ileri sürmeden davalıya ödediği ve davacının ticari ilişki sona erdikten sonra geçmişe yönelik olarak talepte bulunduğu, ancak dava konusu faturaları defterine kaydeden ve ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ödeyen davacının bu faturalar nedeniyle talepte bulunamayacağı, yalnızca cari hesaba yönelik talepte bulunabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 3.998,00 TL cari hesap alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, aşan istemin reddine karar verilmiş olup, hükme karşı taraf vekillerince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, davacının verdiği dava dilekçesi ile 8.000 TL üzerinden açılmış olup, mahkemece bilirkişi raporunun alınmasından sonra, davacı vekili talebini ıslah yoluyla 204.168,31 TL artırmıştır. Bu durumda mahkemece vekalet ücretine esas reddedilen tutar hesaplanırken ıslah yoluyla artırılan miktarın da dikkate alınarak, kendini vekil ile temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretinin nisbi vekalet ücreti olarak takdir edilmesi gerekirken eksik hesaplama ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 15.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.