20. Ceza Dairesi 2018/5954 E. , 2019/4213 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, 29/11/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan sanık ... hakkında Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2017 tarihli ve 2016/951 esas, 2017/342 sayılı kararı ile verilen mahkumiyet kararının ve sanık ... hakkında Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/10/2009 tarihli ve 2009/745 esas, 2009/957 sayılı kararı ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 29/11/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanıklar hakkında 22/11/2008 tarihli eylem nedeni ile Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 07/01/2009 tarihli, 2009/145 iddianame sayılı iddianamesi ile TCK"nın 191/1, 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
2- Yapılan yargılama sonucunda; Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 26/02/2009 tarihli, 2009/81 esas ve 2009/242 sayılı kararı ile sanıklar hakkında TCK’nın 191/2-5. maddeleri uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararların 01/04/2009 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği ve infazı için Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
3- Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün çağrı yazısının sanık ..."e 03/06/2009 tarihinde bizzat, sanık ..."nun ise babasına 13/05/2009 tarihinde tebliğ edildiği, 10 günlük süre içerisinde müdürlüğe başvurmamaları nedeniyle evrakın kapatılarak Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
4- Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/10/2009 tarihli, 2019/745 esas ve 2009/957 sayılı kararı ile "TCK"nın 191/1, 62. maddeleri gereğince sanıklara verilen 10"ar ay hapis cezasının CMK"nın 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği" karar verildiği, kararların 24/11/2009 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,
5- Sanık ..."nun denetim süresi içinde 08/06/2016 tarihinde kesinleşen 10/01/2014 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle hükmün açıklanması yönünde ihbarda bulunulması üzerine, Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2018 tarihli ve 2017/566 esas, 2018/113 sayılı kararı ile hükmün açıklanmasına ve sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62 v10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kanun yoluna başvurulmadan 06/04/2018 tarihinde kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22/12/2015 tarihli ve 2015/1717 esas, 2015/33429 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığa 10 gün içinde denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren tebligatın yapılması ve sanığın başvuruda bulunmaması üzerine, yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için sanığa "önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata rağmen de başvuruda bulunmadığı takdirde sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirlerine uymamakta ısrar ettiğinin kabul edilmesi gerektiği nazara alınarak;
A) Sanık ... hakkında verilen Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/10/2009 tarihli ve 2009/745 esas, 2009/957 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede; Somut olayda Bakırköy Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğünün çağrı kağıdının sanık ..."e 03/06/2009 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediğinin bildiriliği, ancak tek başına bu durumun ise ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı anlaşıldığından denetime uymamakta ısrar şartının gerçekleşmediği hususu gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
B) Sanık ... hakkında verilen Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2018 tarihli ve 2017/566 esas, 2018/113 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Somut olayda Bakırköy Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlüğünün çağrı kağıdının sanık ..."ya 13/05/2009 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediğinin bildirildiği, ancak tek başına bu durumun ise ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı anlaşıldığından denetime uymamakta ısrar şartının gerçekleşmediği hususu gözetilmeden, adı geçen sanığın denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine hakkındaki hükmün açıklanmasına dair yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, sanık ... hakkında Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/04/2017 tarihli ve 2016/951 esas, 2017/342 sayılı kararı ile verilen mahkumiyet kararının ve sanık ... hakkında Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/10/2009 tarihli ve 2009/745 esas, 2009/957 sayılı kararı ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
A) Sanık ... hakkında verilen Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/10/2009 tarihli ve 2009/745 esas, 2009/957 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Ceza Genel Kurulu"nun 22.05.2012 tarih 2011/8-498 esas ve 2012/211 karar sayılı kararında belirtildiği üzere hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıklar ancak hükmün hukuken varlık kazanması halinde olağan ve olağanüstü yasa yolları denetimine konu olabileceğinden, henüz hukuken varlık kazanmayan bir hükmün ne olağan ne de olağanüstü yasa yolu denetimine konu edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verildiği durumlarda hükmün içeriğine dahil bulunan hukuka aykırılıkların, kanun yararına bozma yasa yoluyla denetlenmesi olanağı bulunmamaktadır.
Somut olay bu kapsamda değerlendirildiğinde, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemi, “sanığın tebliğe rağmen denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediğinin bildiriliği, ancak tek başına bu durumun ise ısrar olarak kabulünün mümkün bulunmadığı anlaşıldığından denetime uymamakta ısrar şartının gerçekleşmediği” nedenine dayanmakta ise de; belirtilen hukuka aykırılığın hükmün içeriğinin denetlenmesini gerektirmesi nedeniyle “kanun yararına bozma” konusu yapılması olanaklı görülmediğinden, sanık ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yapılan kanun yararına bozma talebi yerinde değildir.
B) Sanık ... hakkında verilen Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2018 tarihli ve 2017/566 esas, 2018/113 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 68. maddesi ile getirilen düzenlemeler karşısında; sanıklara, 10 gün içinde Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurması gerektiği uyarısını içeren çağrı kağıdının usule uygun şekilde tebliğ edildiği, sanıkların müdürlüğe başvuruda bulunmadığı; ancak, sanıkların kendisine yüklenen yükümlülüklere veya tedavinin gereklerine uygun davranmamakta "ısrar" ettiğinin kabul edilebilmesi için önceki tebligat gereğince başvuruda bulunmadığı, bu tebligat üzerine öngörülen süre içinde de başvurmaması halinde yükümlülüklere ve tedavinin gereklerine uymamakta "ısrar etmiş sayılacağı" uyarısı ile yeniden tebligat yapılması, bu tebligata karşın başvuruda bulunmaması halinde sanıkların yükümlülük ihlalinden söz edileceği, somut olayda hükümlülerin Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan çağrı yazısına karşın 10 gün içinde Müdürlüğe başvurmamalarının tek başına ısrar olarak değerlendirilemeyeceği, ısrar şartının gerçekleşmemesi nedeni ile mahkemece 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümle maddesi uyarınca durma kararı verilerek tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, yapılan yargılama sonucunda sanık ... hakkında mahkûmiyete karar verilmesi, kanuna aykırı ise de;
CMK"nın 231/11. maddesinde, sanığın “denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde mahkeme hükmü açıklar” şeklinde düzenlemeye yer verildiği, buna göre denetim süresi içinde yeni bir suç işlendiğinin ancak kesinleşmiş mahkumiyet hükmü ile belirlenebileceği, somut olayda sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 24/11/2009 tarihinde kesinleşmesinden sonra, sanığın denetim süresi içinde, 10/01/2014 tarihinde kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinden dolayı Bakırköy 52. Asiye Ceza Mahkemesince 25/05/2016 tarihli 2015/778 esas 2016/316 karar sayılı kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilerek hükmün açıklanması için ihbarda bulunulduğu, bunun üzerine mahkemece CMK"nın 231/11. maddesi gereğince hüküm açıklanmış ise de, ihbara konu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın sanık hakkında hukuki sonuç doğuran bir mahkumiyet hükmü niteliğinde olmadığı gözetilmeden, hükmün açıklanmasına karar verilerek mahkûmiyet hükmü kurulması kanuna aykırı olup kanun yararına bozma talebi değişik gerekçe ile yerindedir.
KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1-Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarında hükmün içeriğine dahil bulunan hukuka aykırılıkların, kanun yararına bozma yasa yoluyla denetlenmesi mümkün olmadığından sanık ... hakkında verilen Bakırköy 10. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/10/2009 tarihli ve 2009/745 esas, 2009/957 sayılı kararına karşı yapılan yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE,
2- Kanun yararına bozma talebine dayanan ihbarnamede ileri sürülen düşünce değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden; sanık ... hakkında verilen Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2018 tarihli ve 2017/566 esas, 2018/113 karar sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince BOZULMASINA; aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 09.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.