
Esas No: 2016/5032
Karar No: 2016/3842
Karar Tarihi: 31.03.2016
Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/5032 Esas 2016/3842 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan sanık ...’ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 157/1, 62 ve 52. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 160,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair.... Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2012 tarihli ve 2012/162 esas, 2012/535 sayılı sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 25/01/2016 Gün ve 2081/7285 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/02/2016 gün ve 2016/38039 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
Dosya kapsamına göre;
1- Sanığın tekerrüre esas alınan ... Asliye Ceza Mahkemesinin 26/10/2010 tarihli ve 2010/132 esas, 2010/572 sayılı kararı ile verilen 10 ay hapis ve 2.000,00 Türk lirası adlî para cezasına ilişkin hükmün, sanığın eski hâle getirme talebi üzerine temyiz incelemesi için anılan Mahkemenin 25/02/2013 tarihli ve 2010/132 esas, 2010/572 sayılı kararı ile dosyanın Yargıtay’a gönderildiği bu ilamın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/1. maddesine göre kesinleşmiş hüküm niteliği bulunmadığından tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53/2. maddesinde yer alan “Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.” ve 3. fıkrasındaki “Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, anılan maddenin 1-c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağı, kendi alt soyu dışındaki kişiler bakımından vesayet ve kayyımlıkla ilgili hak yoksunluğu ile anılan maddenin 1. fıkrası a, b, d ve e bentlerinde yazılı hak yoksunluklarının ise cezanın infazının tamamlanmasına kadar devam edeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 02/02/2015 tarihinde yürürlüğe giren 19/01/2015 gün ve 2015/8 sayılı iş bölümüne ilişkin kararının ceza daireleri ortak hükümler başlıklı 2. maddesinde yer alan “Bozma veya herhangi bir nedenle daire dışına gönderdiği işlerden geri gelenlere bakarlar” hükmü dikkate alındığında,
İncelemeye konu dosyada,...Genel Müdürlüğü’nün 21/07/2015 gün ve 2014-15244/49279 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 09/09/2015 tarih ve 2015/273504 sayılı ihbarnamesi üzerine, Yargıtay 15. Ceza Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda, 02/11/2015 gün ve 2015/14204 Esas, 2015/30594 Karar sayılı ilamı ile eksikliği belirtilen hususa ilişkin olarak kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceğinin takdiri için dosyanın ... Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verildiği, bu kez... Bakanlığınca ihbara konu hususla ilgili olarak da kanun yararına bozma yasa yolu talebinde bulunulduğu ve bu talebin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/02/2016 gün ve 2016/38039 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderildiğinin anlaşılması karşısında;
Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 02/02/2015 tarihinde yürürlüğe giren 19/01/2015 gün ve 2015/8 kararı ile Yargıtay Kanunu’nun değişik 14. maddesi gereğince kanun yararına bozma incelemesinin (15.) Ceza Dairesi’nin görevi dâhilinde olduğundan Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili daireye gönderilmesine, 31/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.