21. Hukuk Dairesi 2014/17035 E. , 2014/19943 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Karabük İş Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2010/1393-2013/215
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine Karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 10.8.1998-23.6.2010 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icap ettiği, Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı yasanın 86/9. maddesi olan bu tür davalarda, öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren, tarafından verilip verilmediği, ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Yasanın kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de, çalışmasının konusu, sürekli, kesintili, mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre isticvap olunmalı, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu madde 288’de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı 506 sayılı Yasa’nın madde 3 B ve D’de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının davalı apartman işyerinden kapıcı olarak çalıştığı iddiasıyla ilgili olarak Kuruma bildirim yapılmadığı, davalıya ait apartman işyerinin 1.6.2000 tarihinde yasa kapsamına alındığı, davacının 19.12.2000 tarihli ateşçi belgesinin bulunduğu ve İl Çevre Müdürlüğü tarafından kazan dairesinde yapılan denetimlerde tutulan tutanaklardan 20.3.2001 tarihli belgeyi davacının ateşçi sıfatı ile imzaladığı, 1999/11 tarihli belgede ise davacının ateşçinin hanımı sıfatı ile imzasının bulunduğunu, 2003 yılından sonra apartman karar defterinde kapıcı aylığı ödenmesine ilişkin karar alındığı ve 2003-2006 yılları arasında davacının eşi Ş. A.a “kalorifer yakma bedeli, kül atma parası, kapı önü kanalizasyon işçiliğine ödenen para” adı altında ödemeler yapıldığı, davacının eşi adına davalı işyerinden 2010/5,6. aylarda davalı Kuruma bildirim yapıldığı, 2004,2005,2006 yıllarında eşin Karabük ilinde, 2006/11-2007/7 arası İstanbul ilinde, 2007/8-2010/6 arası ise Karabük ilinde çalışmalarının olduğu, eşin 2009/8-2010/3 arası hizmetlerinin K. Apt. Yöneticiliğinde geçtiği, 2009/8 ayından itibaren ise çalışmalarının S. Enerji Metal Mak. Ltd. Şti."nde geçtiği, davacı ve davalı tanık beyanlarının çelişkili ve yetersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda, kayıtlarda kapıcılık faaliyetine ilişkin ödemelerin davacının eşi adına yapılması nedeni ile ve dinlenen tanık beyanları dikkate alınarak, tanık beyanları arasındaki çelişki giderilmeden davalı işyerinde davacının eşinin kapıcı olarak çalıştığı gerekçesi ile, eylemli olarak çalışmanın kim tarafından yapıldığı hususları araştırılmaksızın, sırf ödemenin davacının eşine yapılması nedeni ile, eşin hizmet cetvelinde farklı işyerlerinde geçen çalışmalarına ilişkin araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, davacınnı eşi olan Ş. A."ın hizmet cetvelinde gözüken işyerlerinin bordrolarındaki şahısların beyanlarına başvurularak bu işyerlerindeki çalışmaların fiili çalışma olup olmadığı tespit edilerek, uzunca yıllar binada oturanların tespiti ile bina sakinlerinin, komşu apartman sakinleri, yakın esnaf ve komşu işyeri çalışanları da tanık olarak dinlenerek ve gerekirse dinlenen komşu işyeri tanıklarının hizmet cetvelleri alınmalı ve davacının eşinin davalı işyeri dışındaki çalışmaları ve özellikle il dışı çalışmaları dikkate alındığında eylemli olarak davalı işyerinde en azından bu sürelerde çalışmasının mümkün olmadığı hususları dikkate alınıp, bu sürelerde kapıcılık faaliyetinin nasıl yerine getirildiği hususları tanıklardan sorulmak sureti ile tanıkların beyanlarındaki çelişkiler giderilip, davacının apartmanda kapıcılık hizmetlerini yaptığının tesbiti halinde de, apartmanın kapasitesi, mutad kapıcılık hizmetleri dikkate alınarak davacının bu hizmetleri tam gün çalışmayla mı, yoksa günlük kısmi (part-time) çalışmayla mı gerçekleştirdiği saptanarak sonuca gidilmelidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.