23. Ceza Dairesi 2016/5043 E. , 2016/3839 K.
"İçtihat Metni"
Mala zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçlarından sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151/1, 116/4, 35/1, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2 ay 6 gün hapis ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 3 yıl denetim süresi belirlenmesine ilişkin... Asliye Ceza Mahkemesinin 09/04/2013 tarihli ve 2011/56 esas, 2013/514 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlediğinden bahisle önceki hüküm açıklanarak 5237 sayılı Kanun"un 151/1, 116/4, 35/1, 31/3, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2 ay 6 gün hapis ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair anılan Mahkemenin 12/12/2013 tarihli ve 2013/461 esas, 2013/990 sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 17.11.2015 gün ve 23793/74895 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24/12/2015 gün ve 2015/381872 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
Dosya kapsamında bulunan adlî sicil kaydına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezalarının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu"nun 19/01/2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararının Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümünü düzenleyen II numaralı bölümün ortak hükümler başlığının 3. bendinde, "Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde, 28/06/2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda tebliğname 24/12/2015 tarihinde düzenlenmiş olup, işbölümünün belirlenmesi bakımından mahkeme kararındaki nitelendirme dikkate alınmalıdır.
Diğer yandan çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır, hükmünü amirdir.
İncelenen dosya içeriğine göre, mahkumiyete ve kanun yararına bozmaya konu suçlardan mala zarar verme suçunun cezasının, 5237 sayılı TCK"nın 151/1 maddesine göre 4 aydan 3yıla kadar hapis veya adli para cezası olduğu, gece vakti konut dokunulmazlığının ihlali suçunun cezasının5237 sayılı TCK"nın 116/4 maddesi gereğince bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olduğu anlaşılmakla;
Mahkumiyet kararındaki nitelendirme ve Yargıtay Kanunu"nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi ( 18. ) Ceza Dairesi"nin görevi dahilinde olduğundan dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili daireye gönderilmesine, 31/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.