14. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/389 Karar No: 2013/2103 Karar Tarihi: 13.02.2013
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2013/389 Esas 2013/2103 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2013/389 E. , 2013/2103 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.09.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davalıların bir kısmı duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü , davalılar vekili temyiz etmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olayda da; davacı murisi babası ... adına kayıtlı 10 parsel sayılı taşınmazda yer alan 1 numaralı bağımsız bölümdeki davalı mirasçıların miras payını 02.09.2005, 13.09.2005 26.12.2005 ve 08.05.2006 tarihli satış vaadi sözleşmeleri ile satın aldığını belirterek adına tescilini istemiş; mahkemece muris adına tapuda kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Davacıya satış vaadinde bulunan ve payının iptaline karar verilen ... davada taraf değildir. Oysa dosya içerisinde bulunan nüfus kayıt örneğine göre veraset ilamında mirasçı görünmeyen ...’nin de muris ...’in mirasçısı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacıya nüfus kaydına uygun bir şekilde veraset ilamı alması için süre verilmeli ve mirasçı ... usulüne uygun bir şekilde davaya dahil edilmeli, taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmelidir. Mahkemece değinilen hususun gözardı edilmesi doğru olmadığından, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ.Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 13.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.