Esas No: 2012/9020
Karar No: 2013/4276
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/9020 Esas 2013/4276 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki aplikasyon ve 2/B uygulamasına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 29.02.2008 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi ... ve arkadaşları tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.07.2009 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ... ve arkadaşları vekili Avukat ... ile diğer tarafından Orman Yönetimi vekili Avukat ....l ve Çevre ve Orman Bakanlığı’ (Orman ve Su işleri Bakanlığı) nı temsilen Hazine vekili Avukat ...., geldi başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar ... ve arkadaşları 29.09.2004 tarihli dilekçeleriyle, Temmuz 1289 Y. tarih 371 ve 372 numaralı sicilde murisleri adına kayıtlı iken sonra kendilerine intikal eden tapulu taşınmazlarının, 3116 sayılı Kanun döneminde 1940 yılında yapılan orman tahdidi içinde bırakıldığı, ancak; açtıkları davanın Asliye Hukuk Mahkemesince kabul edilerek, 30.06.1942 gün ve 1942/3 E, 1942/166 K sayılı karar ile orman tahdidinin iptaline ve Orman Yönetiminin elatmasının önlenmesine karar verildiği, bu yer 4785 sayılı Kanun ile devletleştirilmişse de, 5658 sayılı Kanun gereği kendilerine iade edildiği, bu şekilde iadeye tabi tapuları kapsamındaki özel orman olgusu kesinleşen taşınmazları için genel kadastroda, ....Köyü 10 ada 12, 13, 14, 15, .... Köyü 446 ve 466 parsel sayısı ile tutanak düzenlendiği, 446 ve 466 sayılı parsellere ilişkin kararların tebligat aşamasında olduğu, diğer parsellerin adlarına tesciline ilişkin mahkeme karalarının kesinleştiği, özel orman olgusu kesinleşen bu taşınmazların, ...Merkez Beldesinde 180 numaralı Orman Kadastro Komisyonu tarafından yapılıp, 01.04.2004 tarihinde ilân edilen evvelce sınırlaması yapılmış ormanlarda aplikasyon ve 2/B uygulaması sırasında, Devlet Ormanı sınırları içinde aplike edildikten sonra bir bölümünün 6381 sayılı Kanunun 2/B uygulamasıyla P.I, P.II, P.III, P.IV ve P.V sayılı poligon olarak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, kanuna aykırı bu işlemin iptali, Hazine adına orman dışına çıkarılan yerlerin kendileri adına orman dışına çıkarılması iddiasıyla dava açmışlar, bir kısım gerçek kişiler aynı sav ile davaya katılmıştır. Yangı Köyü 446 ve 466 sayılı parsellere ilişkin davalarını atiye bıraktıklarını bildirmişlerdir. Mahkemece, çekişmeli Gülpınar Mahallesi 10 ada 12, 13, 14, 15, 16 parsel ve P.I, P.II, P.III, P.IV, P.V olarak belirtilen yerlerle ilgili davanın REDDİNE, diğer parseller ile ilgili dava atiye bırakıldığından, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ... katılan gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde açılan hatalı aplikasyon ve 2/B uygulamasına itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1999 yılında aplikasyon ve sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması yapılmış, 01.04.2004 tarihinde ilân edilmiştir.
1) Dava, yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bırakılmışken, açılan orman tahdidine itiraz davasının kabulüne ilişkin karar ile orman tahdidi dışına çıkarılan, 4785 sayılı Kanun ile devletleşen, ancak; 5658 sayılı Kanun ile iade edilen taşınmazın yörede yapılıp 01.04.2004 tarihinde ilân edilen aplikasyon ve 2/B uygulamasında orman sınırları içinde bırakılmasına itiraza ilişkin olup, altı aylık askı ilân süresi içinde açıldığı için, 6831 sayılı Orman Kanunun 11/1. maddesi gereğince davada Kadastro Mahkemesi görevlidir. 3402 sayılı Kadastro Kanunun 29/1. maddesi gereğince “Kadastro mahkemesinde gelmeyen tarafın yokluğunda duruşma yapılır. Taraflardan hiç biri gelmez ise, dosya işlemden kaldırılmaz. Hakim, toplanması mümkün olan delilleri inceler ve 30 uncu madde hükmünce işi karara bağlar.” davacıların çekişmeli Yangı Köyü 446 ve 466 sayılı parsellere ilişkin davalarını takipsiz bıraktıkları için, bu parsellere ilişkin davada karar vermeye yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması kanuna aykırı, olup, bu parsellere ilişkin davacıların iddia ve delilleri ile davalıların savunmaları ve delilleri toplanıp davanın esası hakkında bir karar verilmelidir.
2) Davacı gerçek kişilerin çekişmeli.... Mahallesi 10 ada 12, 13, 14, 15 ve 16 parsel ve P.I, P.II, P.III, P.IV, P.V olarak belirtilen yerlerle ilgili temyiz itirazlarına gelince; mahkemece kesinleşmiş orman kadastro tutanaklarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporları ile bu taşınmazların yörede, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdidinde orman sınırları içinde bırakıldığı, itiraza konu işlemle 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığının belirlendiği, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalmakla dayanılan tapu kayıtlarının hukuki değerlerini yitirdiği gibi, orman dışına çıkarma işlemi Hazine adına yapılacağından bu işleme itirazda hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de,
Davanın, yörede 1940 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman tahdidi içindeyken, açılan orman tahdidine itiraz davası sonunda, murisleri adına kayıtlı Temmuz 1289 Y. tarih 371 ve 372 sıra numaralı sicilden gelen ve daha sonrada düzenli olarak tedavül gören Temmuz 1328 D. taih 23 ve Mayıs 1335 D. tarih 4, 6 ve 65 sıra numaralı tapu kayıtları kapsamındaki taşınmazların orman sınırları dışında bırakılmasına ilişkin, ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.06.1942 gün ve 1942/3-166 sayılı kararının kesinleştiği, kesinleşen mahkeme kararının 1944 yılında düzenlenen mahkeme kararlarını uygulama tutanağı ile infaz edildiği ve bu sırada düzenlenen 9760 ilâ 9790 numaralı orman sınır noktalarından oluşan hat ile orman sınırları dışında bırakıldığı, yapılan kadastroda dayanılan tapu kayıtlarının Gülpınar Mahallesi 10 ada 12, 13, 14, 15, Yangı Köyü 446 ve 466 sayılı parsel sayısı ile tesbit tutanağı düzenlendiği, bu yer 4785 sayılı Kanun ile devletleştirilmişse de, 5658 sayılı Kanun hükümlerine göre 1952 yılında iade edildiğini, bir daha orman olarak sınırlandırılamayacağı gibi orman sınırları içinde aplike edilemeyeceği, bu nedenle bu yerlerin orman sınırları içinde aplike edilmesine ve 2/B uygulamasına konu edilmesinin kanunî olmadığı iddiasıyla açıldığı halde, sözü edilen tapu kayıtlarının tüm revizyonları belirlenmemiş, Gülpınar Mahallesi 10 ada 12, 13, 14 ve 15, Yangı Köyü 446 ve 466 sayılı parsellerin tesbit tutanakları getirtilmemiş, tesbitlerinin kesinleşip kesinleşmediği kesinleşmiş ise ne şekilde kesinleştiği belirlenmemiş, hükmen kesinleşenlerin ya da halen davası derdest olanlar belirlenmemiş, dava sadece 2/B" ye itiraz olarak algılanarak hüküm kurulmuştur.
Dosya içeriğinden, yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunun 4785 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılıp kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; orman sınırı dışında kalan taşınmazın orman olup olmadığı ve hukuki durumu kesinleşmiş orman kadastro harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenemez. Çünkü, 3116 sayılı Kanunda sadece Devlet Ormanlarının kadastrosunun yapılması öngörülmüştür. Bu nedenle; 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşen orman kadastrosu harita ve tutanaklarının uygulanması ile orman sınırı dışında kalan taşınmazların orman niteliği ve hukukî durumu saptanamayacağından, çekişmeli taşınmazların orman olup olmadığının 4785, 5658 sayılı kanunlar ile 05.11.2003 gün ve 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan ayrıcalıklar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiştir. Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tabi tutulmuş ve iade koşulları kanunda gösterilmiştir.
O halde, davacı tarafın dayandığı Temmuz 1289 Y. tarih 371 ve 372 sıra numaralı sicilden gelen ve daha sonrada düzenli olarak tedavül gören Temmuz 1328 D. tarih 23 ve Mayıs 1335 D. tarih 4, 6 ve 65 sıra numaralı tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren, cins ve miktar değişikliklerini evrakı müsbitesi ile birlikte tüm tedavülleri ve revizyonları getirtilmeli, bu tapu kayıtlarının genel kadastroda revizyon gördüğü parseller ile .... Mahallesi 10 ada 12, 13, 14, 15, Yangı Köyü 446 ve 466 sayılı parsellerin dosyada bulunmayanların kadastro tesbit tutanakları, itirazsız kesinleşenlerin bu yolla oluşan tapu kayıtları, itirazlı ise ya da hükmen kesinleşmiş ise ilgili dava dosyaları getirtilmeli, aynı mahkemede görülen aynı tapuya dayanılarak açılan davalar arasında bağlantı bulunduğundan DAVALAR BİRLEŞTİRİLMELİ, hükme bağlanıp henüz tebliğe çıkmayan dava dosyalarının akibetleri beklenmeli, somut olay için BEKLETİCİ MESELE kabul edilmeli,
Davacı tarafın dayandığı Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.06.1942 gün ve 1942/3 - 166 sayılı karar ve eki olan bilirkişi raporu ile dava dosyası aslı, bu kararın uygulanmasına ilişkin mahkeme kararlarının uygulanmasına ilişkin tutanak ve haritalar,
Dayanılan Temmuz 1289 Y. tarih 371 ve 372 sıra numaralı sicilden gelen ve daha sonrada düzenli olarak tedavül gören, Temmuz 1328 D. tarih 23 ve Mayıs 1335 D. tarih 4, 6 ve 65 sıra numaralı tapu kayıtları kapsamındaki orman alanlarının devletleştirilmesine ilişkin belgeler ile, 1952 yılında 5658 sayılı Kanuna göre yapılan iade işlemine ilişkin tutanak ve haritalar getirtilmeli,
Dayanılan tapu kayıtlarının revizyon gördüğü parselleri ile dava dilekçesinde davalı parsel olarak gösterilen....Mahallesi 10 ada 12, 13, 14 ve 15,....Köyü 446 ve 466 sayılı parsellerin komşuları olan kadastro parsellerinin dayanağı olan tapu kayıtları ve vergi kayıtları getirtilmeli, davalı parsellerden yapılan imar uygulamasıyla oluşan tapu kayıtlarına göre, davalılar dışında başka maliklerinin olduğu belirlendiği taktirde, davanın bu tapu maliklerine yaygınlaştırması için olanak verilmeli,
Tapu sınırlarını ve eski tarihli tutanak ve belgelerdeki yer ve mevki isimlerini bilecek yaştaki yerel bilirkişilerin isimleri ve daha önceki keşfe katılmayanlar dışında üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisi ve bir fen elamanı bilirkişinin isimleri yöntemince belirlenmeli,
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1940 yılında yapılan orman tahdidi ve bu tarihten sonra yapılan aplikasyon ve 2/B işlemleriyle itiraza konu 01.04.2004 tarihinde ilân edilen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 68431 sayılı Kanunun 2/B uygulamasına ve mahkeme kararlarının uygulanmasına ilişkin tüm işe başlama, çalışma ve sonuçların askı ilân tutanakları ile çekişmeli yeri orman sınır noktaları ile birlikte gösteren birleşik, orijinalinden renkli orman kadastro ve 2/B haritaları,
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yere ilişkin en eski tarihlisinden en yeni tarihte düzenlenen memleket haritalarının orijinalinden renkli fotokopileri getirtilerek dosya keşif hazırlanmalı,
Mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Kanunun 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır
noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı,
Davacı tarafın tutunduğu tapu kayıtları harita mühendisi ve fen bilirkişiler ile yerel bilirkişiler vasıtasıyla uygulanarak kapsamı belirlenmeli, bilinmeyen sınırlar konusunda taraf tanıklarına ifadelerine başvurulmalı, dayanılan tapu kayıtlarının cinsi ve Devlet Ormanına sınır olmasına göre kapsamının 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesine göre belirleneceği gözetilerek sabit sınırlarından başlanarak uygulanmak suretiyle, tapu kayıtlarının yüzölçümü ile geçerli kapsamı ve çekişmeli parsellerin bu kapsamda kalıp kalmadığı belirlenmeli,
Getirtilen asliye hukuk mahkemesinin 30.06.1942 gün ve 1942/3-166 sayıl kararı ve bu kararın ekiyle, 4785 sayılı Kanuna göre devletleştirme ve 5658 sayılı Kanuna göre iadeye ilişkin tutanak emir ve haritalar memleket haritaları, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planları önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; özellikle orman tahdidine itiraza ilişkin 30.06.1942 günlü karar, devletleştirme ve iadeye ilişkin belgeler dikkate alınarak, 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazların dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak orman tahdit haritaları ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde, dayanılan tapu kaydı uygulamasını da birlikte gösterecekleri ayrı renklerle işaretli, bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli,
Oluşacak sonuca göre, taraflar arasında kesinleşen mahkeme kararları ve idari işlemlerin tarafları bağlayıp bağlamayacağı konuları da irdelenerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile çekişmeli ....Köyü 446 ve 466 sayılı parsellere ilişkin hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
2) Yukarıda ikinci bendde açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile çekişmeli .... Mahallesi 10 ada 12, 13, 14, 15, 16 parsel ve P.I, P.II, P.III, P.IV, P.V olarak belirtilen taşınmazlara ilişkin hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatıran gerçek kişilere iadesine, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesine göre taktir edilen 625,00.-TL avukatlık ücretinin davalı Yönetimlerden eşit olarak alınarak davacı gerçek kişilere verilmesine, 12.04.2013 günü oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.