11. Ceza Dairesi 2017/1395 E. , 2020/4493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Sanıklar ..., ... hakkında; mahkumiyet, sanık ... hakkında; beraat
A) Sanık ... hakkında 2009-2010-2011 takvim yıllarında “sahte fatura düzenleme” suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesi:
Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğu anlaşılmakla; katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan hükümlerin ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında “sahte fatura düzenleme” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanığın temyiz isteminin incelenmesi:
5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan hükümlerin ONANMASINA,
C) Sanık ... hakkında 2010 ve 2011 takvim yıllarında “sahte fatura düzenleme” suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik sanık müdafinin temyiz isteminin incelenmesi:
1-Sanık hakkında 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın, kendisinin alkol bağımlısı olduğunu, o zamanlar ... isimli şahıs ile tanıştığını, bu şahsın kendisini tedavi ettirececeğini söyleyerek kendisinden kimlik ve imzasını aldığını, kendisinin kimliğini başkasına sattığını ve kendi adına şirket kurmuş olduklarını, söz konusu şirket ve olaylarla hiçbir ilgisinin olmadığını savunması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması için; ... Ltd Şti.nin 27.10.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile akabinde düzenlenen belgelerin (imza beyannamesi vs) asılları getirtilerek sanık adına atılı bulunan imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması; sanığın imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde belirtilen belgelerdeki imzaların sanığın eli ürünü olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması, gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerden, kanaat oluşturacak sayıda kişinin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmeleri, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması / verilmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 15/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.