17. Hukuk Dairesi 2019/1425 E. , 2020/3504 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabülüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili, davalı ... Sigorta A.Ş vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili asıl davada, 14.10.2007 tarihinde, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu araçla davalıların sürücüleri, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacıları oldukları araçların karıştığı çok taraflı kaza sonucu, müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 500,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplamda 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki davalılardan, olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 13.08.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi talebini
81.835,52 TL"ye artırmıştır. Asıl davaya ek olarak açılan birleşen davada da 14.220,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan delillere göre; asıl davanın kısmen kabulü ile 81.335,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden (davalı ... şirketlerinden 05.03.2009-temerrüt tarihinden) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen; 9.000,00 TL manevi tazminatın 14/10/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ..., ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen, tahsiline; birleşen davanın kabulü ile 14.220,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden (davalı ... şirketlerinden 05.03.2009-temerrüt tarihinden) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen karar verilmiş, hüküm, davalılar ... ve ... vekili, davalı ... Sigorta A.Ş vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar ... ve ... vekilinin, davalı ... Sigorta A.Ş vekilinin ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir
edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar çok olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Kabule göre; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.2.b maddesi uyarınca, davalı ... şirketlerinin harç, yargılama gideri ve vekalet ücretlerinden, tazminatların teminat limitlerine oranlanarak sorumlu oldukları miktarların hüküm altına alınması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde poliçe limitiyle sorumluluğuna karar verilmesi de doğru değildir.
4-Somut olayda, davalı ... A.Ş vekili, davacıya dava öncesi ödeme yapıldığını savunmuş, temyiz dilekçesinde de aynı nedenle itiraz etmiş, geri çevirme suretiyle celp edilen hasar dosyasında davacının imzasının bulunduğu dekont suretleri görülmüştür. Mahkemece eksik araştırma ile hüküm verilmesi doğru değildir. O halde mahkemece, davalı ... şirketince davacıya dava öncesi yapılan ödemelerin güncellenerek mahsubu için ek rapor alınarak ve bu suretle davalının poliçe limitinin belirlenerek hüküm tesisi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin, davalı ... Sigorta A.Ş vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Sigorta A.Ş vekilinin, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...
Şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ..., ..., ... Sigorta A.Ş ile ..."ne geri verilmesine 16/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.