Adalet Bakanlığı"nın, 15/11/2018 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında açılan kamu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda, kamu davasının durmasına dair İstanbul Anadolu 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 25/01/2018 tarihli ve 2017/373 esas, 2018/114 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 23/11/2018 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 31/01/2016 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca erteleme süresi zarfında tedavi ve denetimin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar uyuşturucu madde kullanması veya kullanmak için bulundurması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunda uyarılmasına karar verildiği, erteleme kararının şüphelinin aynı zamanda soruşturma aşamasında bildirmiş olduğu mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre 11/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği,
2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce şüpheliye tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için uyarılı ilk başvuru davetiyesinin soruşturma aşamasında bildirdiği adresine 22/08/2016 tarihinde gönderildiği ancak tebligatın şüphelinin adreste tanınmadığı gerekçesiyle bila tebliğ iade edildiği, daha sonra sanığın soruşturma aşamasında bildirdiği aynı zamanda mernis adresi olan adresine çağrı kağıdının Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre 20/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin bu çağrıya uymaması üzerine tekrar çağrı kağıdı gönderildiği ve bu çağrıya da uymaması halinde kendisine yüklenilen yükümlülüklere uymamakta ısrar etmiş sayılarak kaydın kapatılacağının şerh düşüldüğü, bu tebligatın da sanığın soruşturma aşamasında bildirdiği aynı zamanda mernis adresi olan adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre 06/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin yeniden başvuruda bulunmaması üzerine erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- Yapılan yargılama sonucunda, İstanbul Anadolu 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 25/01/2018 tarihli ve 2017/373 esas, 2018/114 sayılı kararı ile "...şüpheli hakkında 0110812016 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesini müteakip kararın şüpheliye usulüne uygun olarak tebliği yapılmaksızm ve sanığa karar ile ilgili itiraz hakkı sağlanmaksızın infazının sağlanması amacıyla 0l10812016 tarihinde denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderildiği ve bu hali ile kanunda öngörülen kowşturma şartının gerçekleşmediği..." gerekçesiyle, “kamu davasının durmasına” ve gereğinin ifası için Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulmasına karar verildiği, kararın doğrudan sanığın daha önce bildirmediği mernis adresine gönderildiği ve yasa yoluna başvurulmaması üzerine 11/04/2018 tarihinde kesinleştirildiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesince kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın şüpheliye tebliğ edilmediğinden bahisle yargılamanın durmasına karar verilmiş ise de;
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesi"nin 26/04/2018 tarihli ve 2018/958 esas, 2018/3822 sayılı ilamında belirtildiği üzere, kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin karar şüpheliye tebliğ edilmemiş olsa dahi, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin ilk davetiyenin gönderilmesi ile anılan karardan haberdar olan şüphelinin süresinde itiraz edebileceği; somut olayda, kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın 11/08/2016 tarihinde şüphelinin savunmasında bildirdiği mernis adresine tebliğ edildiği, yine sanık hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte uygulanmasına karar verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin çağrı yazısının 20/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin her iki tebliğ ile birlikte kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından haberdar olduğu ancak hiçbir aşamada hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına ve tedavi ile denetimli serbestlik tedbirine itiraz etmediği gibi, çağrı yazısının tebliğinden sonra 10 gün içinde kuruma başvuruda bulunmadığı, bu şekilde yükümlülüklerinden haberdar olan şüpheli hakkındaki infaz sürecinin başladığının kabulü gerektiği, infaz sürecinde yapılan işlemlerin yok sayılarak başa dönülmesi halinde bu durumun şüpheli içinde ek külfet yükleyeceği ve infaz ettiği süreleri yeniden infaz etmesi gerekeceği, diğer taraftan şüpheliye yükümlülüklerine uymamaya devam ettiği halde ısrar etmiş sayılacağına ilişkin uyarılı davetiyenin ise 06/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği ancak şüphelinin 10 gün içinde gerekli başvuruyu yine yapmadığı ve yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiği gözetilerek yargılamaya devamla, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yargılamanın durmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul Anadolu 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 25/01/2018 tarihli ve 2017/373 esas, 2018/114 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
6545 sayılı Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesi ile kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan başlatılan soruşturmada, Cumhuriyet Savcısı tarafından beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verileceği, Cumhuriyet savcısının, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyaracağı, kişinin, erteleme süresi zarfında, kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ve uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması hâlinde hakkında kamu davası açılacağının hükme bağlandığı, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası kapsamında verilen "kamu davasının açılmasının ertelenmesi ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına" ilişkin karara, şüphelinin itiraz hakkının bulunduğu, itiraz hakkının kullanılabilmesi için kararın şüpeliye tebliğ edilmesi gerektiği kabul edilmesi gerektiği,
Somut olayda, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheliye 11/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve itiraz süresinin başladığı, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin uyarılı ilk başvuru davetiyesinin şüpheliye soruşturma aşamasında beyan ettiği bilinen son adresine kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kesinleşmeden gönderildiği ancak bu tebligatın 22/08/2016 tarihinde şüphelinin adreste tanınmadığından bahisle bila tebliğ iade edildiği, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tekrar uyarılı ilk başvuru davetiyesinin şüphelinin son bidirdiği aynı zamanda mernis adresi olan adresine Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca 20/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin müracatta bulunması üzerine aynı adrese bu çağrıya da uymaması halinde kendisine yüklenilen yükümlülüklere uymamakta ısrar etmiş sayılarak kaydın kapatılacağının şerh düşülerek tekrar başvuru davetiyesinin gönderildiği ve Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca 06/12/2016 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında şüpheli hakkında kesinleşmiş kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının bulunduğu aşamada uyarılı ilk başvuru ve ısrar davetiyesinin tebliğ edildiği anlaşılmakla, TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca kamu davası açılma koşulları oluştuğundan, yargılamaya devam olunarak esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, TCK"nın 191/4-(a) maddesine aykırı bir gerekçe ile durma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasının durmasına dair İstanbul Anadolu 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 25/01/2018 tarihli ve 2017/373 esas, 2018/114 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 09.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.