20. Hukuk Dairesi 2013/672 E. , 2013/4264 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., yörede 1998 tarihinde yapılan ve 18/04/2007 – 18/10/2007 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu sırasında ....Mevkiindeki 8000 m² yüzölçümlü taşınmazın tamamının, davacı ... ise...Mevkiindeki 3000 m², .... Mevkiindeki 7000 m² ve Asilik Mevkiindeki 2000 m²"lik taşınmazlarının orman alanı içinde bırakıldığı iddiasıyla, işlemin iptali ile adlarına tescilleri talebiyle ayrı ayrı dava açmışlardır. Mahkemece, davalar birleştirilmiştir. Yargılama sırasında yörede genel arazi kadastro çalışması yapılmış ve dava konusu orman parseli 101 ada 4 parsel numarası ve 5980360,23 m² yüzölçümüyle malik hanesi boş bırakılarak kadastro mahkemesine devrolunmuştur. Mahkemece, davaların reddine ve dava konusu 101 ada 4 sayılı parselin tesbit gibi orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davacılardan ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 2011/13902 - 2012/3830 karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 14.03.2012 tarih, 2011/13902 Esas, 2012/3830 Karar sayılı kararında özetle; “Çekişmeli taşınmaz, 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince kadastro mahkemesine devredildiğine göre, taşınmaz üzerinde hak sahibi olabilecek başkaca kişilerin davaya katılmasına imkan vereceği de gözönüne alınarak yargılamaya 3402 sayılı Kanunun 27/3. maddesi gereğince askı ilânları yapılarak devam edilmesi gerekirken, bu husus yerine getirilmedin hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine, davalı taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, genel kadastro tesbitine ve altı aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
1) Davacı ..., temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına göre; davacılar ... ve ... tarafından açılan davalar, aynı taşınmaza ilişkin olmaları nedeni ile birleştirilerek görülmüş, mahkemece davanın reddine dair verilen ilk karar davacı ... tarafından temyiz edilmesine üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 14.03.2012 tarih, 2011/13902 Esas, 2012/3830 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Mahkemece, Yargıtay bozma ilâmına uyularak yapılan yargılam sonucu davanın reddine dair verilen karar, bu sefer davacılar ...tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ..., mahkemece verilen ilk kararı temyiz etmemiştir. Mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca işlem yapılıp, hüküm kurulmuş olmasına ve bozmanın kapsamının dışında kesinleşmiş yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı ..."un yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) Davacı ..."nun temyiz itirazları yönünden ise;
Mahkemece, dava konusu 101 ada 4 parsel sayılı taşınmazın, 22.06.2011 tarihli bilirkişi raporunda davacı ... tarafından kullanılan (A) ve (B) harfleri ile gösterilen yerlerin memleket haritası, hava fotoğrafı, amenajman haritasında orman olarak gözüktüğü, evveliyatının orman olduğu, (C) harfi ile gösterilen yerin ise, yakınında ve çevresinde orman bulunduğu, orman alanı dışına çıkarıldığı takdirde orman bütünlüğünün bozulacağı, bu sebeple orman içi açıklık olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmişse de; mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; hükme esas alınan 22.06.2011 tarihli orman, fen ve ziraat bilirkişilerince hazırlanan müşterek raporda; (C) harfi ile gösterilen 6152,06 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, memleket haritasında orman sayılmayan açık alan olduğu, eylemli halinin ve evveliyatının tarım arazisi niteliğinde olduğu bildirilmiştir. Müşterek bilirkişi raporunda; (C) harfi ile gösterilen taşınmaza komşu olan 102 ada 24 ve 25 parsel, 104 ada 1 parsel ve 101 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara ait dosya içerisinde bulunan kadastro tutanaklarının örneklerinin incelenmesi sonucu tamamının kişiler adına senetsizden tarla olarak tesbit gördüğü anlaşılmakla beraber, kadastro tutanaklarının kesinleşip kesinleşmedikleri dosya kapsamından anlaşılamamıştır. Bu sebeple; parsel numaraları belirtilen komşu taşınmazların, kadastro tutanaklarının kesinleşip kesinleşmediği mahkemece araştırılmalı, kesinleştikleri ve tarla vasfı ile tapuya tescil edilmiş oldukları saptandığı takdirde; (C) harfi ile gösterilen bölümün orman içi açıklık olup olmadığı komşu taşınmazlar ve bilirkişi raporları doğrultusunda yeniden değerlendirilmeli ve oluşan sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ..."un temyiz itirazlarının reddine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı ..."nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ..."ya iadesine 11/04/2013 günü oy birliği ile karar verildi.