
Esas No: 2010/9472
Karar No: 2010/22039
Karar Tarihi: 04.10.2010
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/9472 Esas 2010/22039 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 17/02/2010
NUMARASI : 2009/783-2010/154
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, hacze konu taşınmazla ilgili meskeniyet şikayetinden ibarettir.
Şikayet süresi kural olarak (7) gündür. Bu süre şikayete konu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gündür(m.16). Şikayet konusu işlem ilgiliye tebliğ edilmişse, şikayet süresi tebliğ tarihinden başlar.
Somut olayda borçluya kıymet takdir raporu 28.4.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, şikayet için 6.5.2009 tarihinde başvurulmuştur. Mahkemece Tebligat Kanunu"nun 20/son maddesi gereği (7) günlük şikayet süresinin haber kağıdının kapıya asıldığı tarihten (15) gün sonra başlayacağı gerekçesiyle dava süresinde kabul olunarak şikayetin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
Borçluya gönderilen kıymet takdir raporu tebligatının incelenmesinde; "..Adres muhataba ait olup, dağıtım sırasında çarşıya çıktığı, eşi F.K. beyan edip evrakı almaktan ve imzadan imtina etmiştir. Evrak mahalle muhtarına tebliğ ile (2) nolu ihbar kapıya 28.4.2009"da yapıştırıldı. Eşi F.K."a haber verildi" şerhi ile tebliğ edildiği görülmektedir.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun; "..muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi başlıklı 19.3.2003 tarihli ve 4829 Sayılı Kanunla değişik 20.maddesi; "13, 14, 16, 17 ve 18.maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse, keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdur. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21.maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18.maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren on beş gün sonra yapılmış sayılır" hükmünü içermektedir.7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21.maddesinde ise; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.
Yine konu ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1.maddesi hükmü aynen; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa, bilinen en son adresinde yapılır." Aynı kanunun 16.maddesi ise; "Kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmazsa, tebliğ kendisiyle birlikte aynı konutta oturan kimselere veya hizmetçilerden birine yapılır" yasal düzenlemelerini içermektedir.
Yukarıda özetlenen kıymet takdir raporu tebliğine ilişkin tebliğ işlemindeki açıklama; adreste muhatabın bulunmaması nedeniyle tebligatın, 7201 Sayılı Kanunun 16.maddesinde sayılan ve tebliğ sırasında adreste hazır bulunan eşine yapılmak istendiğini, ancak adı geçenin imzadan ve tebellüğden imtina etmesi nedeniyle aynı kanunun 20.maddesinde yapılan atıfla yine aynı kanunun 21.maddesine göre tamamlanlandığını göstermektedir.
Bu durumda tebligat, 7201 Sayılı Kanunun 20.maddesine göre değil, açıklandığı şekliyle 21.maddesine göre yapıldığına ve bu maddede de tebliğ tarihi "ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih" olarak düzenlendiğine göre, kıymet takdir raporu borçluya 28.4.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup, yasal süre geçtikten sonra 6.5.2009 tarihinde yapılan şikayet süresinde değildir.
O halde mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.