Esas No: 2012/1827
Karar No: 2012/4510
Karar Tarihi: 20.3.2012
Taşınmaz Paydaşlığının Giderilmesi - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2012/1827 Esas 2012/4510 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, on bir adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesine ilişkindir. Mahkeme satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verirken, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Paydaşlığın giderilmesi davaları, davalı tarafında da aynı haklara sahip olduğu iki taraflı davalar olarak nitelendirilir. Aynen bölünerek paylaştırma kararı verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına uygun olması gerekmektedir. Aynen bölünme mümkün değilse satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilecektir. Bu kararda, mahkemenin yeterli inceleme yapmadığından dolayı hüküm bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK, 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü, HUMK'nın 428.maddesi.
6. Hukuk Dairesi 2012/1827 E., 2012/4510 K.
6. Hukuk Dairesi 2012/1827 E., 2012/4510 K.
- TAŞINMAZ PAYDAŞLIĞININ GİDERİLMESİ
"İçtihat Metni"
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, onbir adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece, satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Olayımıza gelince; Dava konusu parsellerden, 472 nolu parselin, dutluk niteliğinde, 42.760 m2 yüzölçümünde olduğu, yola cephesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. 29.4.2011 tarihli bilirkişiler kurulu raporunda taşınmazın resmi yolu olduğu belirlenmiş iken, 19.01.2012 tarihli fenni bilirkişinin ek raporunda yolun çıkmaz yol olması nedeniyle taksiminin kabil olmadığı belirtilmiş ise de, arazide yeterli incelemeyi içermeyen bu rapor yetersiz olup, hüküm kurmaya elverişli değildir. Yine 1032 parselin, köy içinde ve avlulu ev niteliğinde 6360 m2 yüzölçümünde olduğu, yola çephesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu 472 ve 1032 nolu parsellerle ilgili olarak, mahallinde harita mühendisi bilirkişi marifetiyle keşif yapılması, bölgeye ait paftanın zemine uygunlanması suretiyle 472 nolu parselin doğusundaki tarla yolunu kesen hoşoba çayından sonra, bayır yolu olduğu da gözetilerek, gerçek anlamda yol bağlantısının bulunup bulunmadığının araştırılması, 1032 parselin de köy içinde avlulu ev niteliğinde olduğu gözetilerek taşınmazların aynen taksimi yönünden az yukarıda açıklanan ilkelere uygun taksim projesi hazırlattırılması, onay makamından görüş alınması ve hasıl olacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, dava konusu parsellerle ilgili taraflar arasında dersdest olduğu bildirilen tapu iptal-tescil davasına ait dosyanın mahkemesinden getirtilip, incelenerek bekletici mesele yapılmasının gerekip gerekmediğinin değerlendirilmemesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
Kabule göre de; dava konusu 1032, 44, 49 ve 471 nolu parsellerin, muris M..... Ç.... adına kayıtlı olduğunun anlaşılması karşısında, bu parseller yönünden satış parasının, dosya içinde mevcut muris M..... Ç...."e ait veraset ilamındaki payları oranında paydaşlara dağıtılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20.3.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.