20. Hukuk Dairesi 2013/634 E. , 2013/4254 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ...Köyü 101 ada 822 parsel sayılı, 17657,17 m2 yüzölçümlü taşınmaz, kesinleşen 2/B madde uygulaması nedeniyle tutanağın beyanlar hanesinde "1997 yılından beri ... ve ...’in zilyetliğinde olduğu" şerhi de verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı vekili, 25/09/1992 tarihli satış senedi ile 5000 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı tarafından satın alındığını belirterek dava açmış, mahkemece, yapılan yargılama sonucu davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile beyanlar hanesine, “6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerdendir. Taşınmaz ...’nin kullanımındadır. Üzerindeki zeytin ağaçları ...’ye aittir.” ibareleri yazılmak suretiyle tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/02/2012 gün ve 2011/14085 - 2012/2777 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/02/2012 gün ve 2011/14085 - 2012/2777 sayılı kararında özetle; ["Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı vekili, 25/09/1992 tarihli satış senedi ile taşınmazın 5000 m2 yüzölçümlü bölümünün satın alındığını belirterek bu bölüm üzerindeki davacı kullanımının belirlenip tutanağın beyanlar hanesine şerh düşülmesi talebiyle dava açmıştır. Esasen dosya kapsamı ve temyiz dilekçesinden de anlışıldığı üzere belirtilen miktar kadar yerin davacıya satıldığı hususu davalıların da kabulünde olup çekişme konusu edilmediği halde, mahkemece bu husus gözardı edilerek talep aşılmış ve 17657,17 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tamamını kapsayacak şekilde tutanağın beyanlar hanesi iptal edilerek davacının zilyetliğinde olduğunun tespitine karar verilmiştir. 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 74. maddesi ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 26. maddesi 1.bendi; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca mahkemeler istemle bağlı olup, istem dışında karar veremezler. Açıklanan nedenlerle, çekişmeli taşınmazın davaya konu olan 5000 m2’lik bölümünün belirlenmesi için fen bilirkişiden ek rapor alınmalı, bu yolla belirlenme mümkün olmadığı takdirde ise taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak fen bilirkişiden bu bölümü gösteren krokili rapor alındıktan sonra, 5000 m2’lik kısım için davanın kabulüne, kalan kısmın ise davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi”] gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne, ...Köyü 101 ada 822 parsel sayılı taşınmazın 18/02/2010 tarihli kadastro tesbit tutanağının iptali ile, taşınmazın
beyanlar hanesine "6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışarısına çıkartılan yerlerdendir. Demre Kadastro Mahkemesinin 2010/13 esas sayılı dosyası kapsamında tesis edilen 27/09/2012 tarihli kararın eki sayılan 10/06/2012 tarihli fen bilirkişi raporu ekinde yer alan krokide (A) harfi ile gösterilen 5000 m2"lik alan ..."nin kullanımındadır. (A) harfi ile gösterilen alan üzerindeki zeytin ve harnup ağaçları ..."ye aittir. (B) harfiyle gösterilen 12657,17 m2"lik alan 1/2 şer hisselerle ... ve ..."in kullanımındadır"" ibareleri yazılmak suretiyle tarla vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. madde hükmü gereğince yapılan kullanım kadastro sırasında 2/B madde uygulaması nedeniyle Hazine adına tesbiti yapılan taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe itiraza ilişkindir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 11/04/2013 gününde oy birliği ile karar verildi.