Esas No: 2019/11966
Karar No: 2021/3782
Karar Tarihi: 15.03.2021
Danıştay 6. Daire 2019/11966 Esas 2021/3782 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/11966
Karar No : 2021/3782
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Çanakkale ili, Merkez ilçesi, ... Köyünde, davalı idare tarafından yapılan parselasyonun öncesinde ve sonrasında sırasıyla …, ... ve ... sayılı parsellerin davacı adına tescili yapılmışken mülkiyet hakkının davalı idarenin yapmış olduğu parselasyon işlemlerindeki hizmet kusuru ile sona erdiğinden bahisle meydana geldiği ileri sürülen 198.250,00.-TL zararının yasal faizi ile birlikte davalı idareden tazminine karar verilmesi istemiyle istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nin ... günlü, E:..., K:… sayılı kararında; tazmini istenen zarar davalı idare işlemi nedeni ile meydana geldiği, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesi kapsamında davacı tarafından parselasyon işlemine karşı idari yargıda iptal davası açılmadığı, parselasyon işleminin icrası olarak tapu kayıtlarının terkininin .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:..., K... sayılı kararı ile yapıldığından bu kararın kesinleştiği tarih olan 06/03/2014 tarihinde öğrenildiği, bu doğrultuda davacı tarafından işlemin icra tarihinden itibaren dava süresi olan 60 gün içinde tam yargı davası açılması gerekitiği, bu süreler geçirildikten çok sonra davalı idareye yapılan 04/10/2017 tarihli başvuru ile idari dava açma süresi canlanmayacağından, 06/03/2018 tarihinde açılan işbu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesi mümkün olmadığı sonucuna varılarak reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının nazım imar planı ve uygulama imar planına yönelik kısımlarının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ: Uyuşmazlığın çelişen iki adliye mahkemesi kararından, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile .... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K... sayılı kararından kaynaklandığı, davacının hissesinin tespiti ve ihyası amacıyla açtığı davanın halihazırda temyiz aşamasında devam ettiğinden süre gelen zararın tazmini amacıyla açılan davanın süresinde olduğunun kabulü ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Çanakkale ili, Merkez ilçesi, ... Köyü, … pafta, ... sayılı parselin 341/9370 payının tamamının 8.000.000-TL bedelle ve noter sözleşmesi ile satın alınmış, ancak tapusunun verilmediği iddiası ile davacı tarafından H.E. aleyhine açılan tapu tescil davasında yapılan yargılama sonucunda ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile davalı H.E.'ye ait olan ... sayılı parseldeki 2294/9370 paydan, 341/9370 payını davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Tapuda davacı adına kaydedilen parseli kapsayan alanda ... tarih ve ... sayılı Çanakkale Belediye Encümeni kararı ile parselasyon yapılmış, anılan belediye encümeni kararının iptali istemiyle kök parsel sahibi H.E. tarafından açılan davada yapılan yargılama sonucunda ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile; ... sayılı kadastral parselin bulunduğu yerde oluşan imar parselinin tahsisinin, üzerinde ev bulunması nedeni ile davacı H.E.'ye yapılması mümkünken, bu yerin ... (görülmekte olan davanın davacısı) adlı şahsa tahsis edildiği anlaşıldığından, dağıtım ilkelerine uyulmadan tesis edilen dava konusu işlemin davacı (H.E.) taşınmazına yönelik kısmının iptaline karar verilmiş ve anılan kararın davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesinde Danıştay Altıncı Dairesi'nin 12/11/2004 tarih ve E:2003/158/2, K:2004/5716 sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararı onanmıştır.
Davacı tarafından tapuda kendi adına kayıtlı ... sayılı parsel üzerinde davalı H.E. ve V.S. tarafından ruhsatsız inşa edilen binanın bulunduğundan bahisle müdahalenin önlenmesine ve taşınmazda yapılan binanın kal'ine karar verilmesi istemiyle açılan davada verilen ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı davanın reddine ilişkin kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin ... tarih ve E:..., K:… sayılı kararı ile "çekişme konusu ... sayılı imar parselinin oluşmasına dayanak teşkil eden idari karar idari yargı yerinde iptal edildiğine ve kesinleştiğine göre ... sayılı parselin yolsuz tescil durumuna düştüğü açıktır. Bu nedenle tescilin dayanağını teşkil eden idari işlemin ortadan kalktığı saptanarak birleşen davanın kabulü ile imar öncesi duruma ihyasıyla 1. imarla oluşan mülkiyet durumuna dönülmesinde isabetsizlik yoktur. Bu parselin tapu kaydı iptal edilmekle el atmanın önlenmesi ve yıkım istekli asıl davanın davacısı Yılmaz'ın aktif dava ehliyetinin kalmadığı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca el atmanın önlenmesi yıkım istekli davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir..." gerekçesiyle bozulması üzerine .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yeniden yapılan yargılama sonucunda ... tarih ve E:..., K... sayılı karar ile "Çanakkale Merkez ... Köyünde bulunan ... parsel sayılı davalı ... adına kayıtlı tapu kaydının iptaline, bu taşınmazın iptal edilen imar uygulamasından önceki tapu kaydının (aynı köy ... parsel) İHYA Edilmesine, ve davacı H.E.. adına tapuya Tesciline, önceki tapudaki bina şerhinin de korunmasına," karar verilmiş ve kanun yolu incelemesinden geçen bu karar 06/03/2014 tarihinde kesinleşmiştir.
Bunun üzerine davacı tarafından, ... Köyü, ... sayılı parselin hükmen adına kayıtlı iken yapılan imar uygulamaları ile sırasıyla …, ... ve ... parselde adına taşınmaz tescili yapılmışken, şu anda davacı adına tapuda kayıtlı bir taşınmazın kalmadığından bahisle yargı kararı ile 1999 yılında yapılan 18. madde uygulaması iptal edildiğinden geri dönüşüm dosyası ile eski halin ihyasının gerektiği belirtilerek ... Köyünde bulunan ... sayılı parselin tapu kaydının 18. madde uygulamasından önceki halin ihyası ile parselin ... sayılı parselin adına tespit ve tesciline karar verilmesi istemiyle açılan davada yapılan yargılama sonucunda, .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Yargılama sırasında mahallinde yapılan keşif bilirkişi incelemesi kapsamında hazırlanan ve 31/08/2016 tarihinde davacıya tebliğ edilen bilirkişi raporunda hesaplanan taşınmazın rayiç değeri olan 198.250,00-TL zararının tazmini amacıyla davacı tarafından 27/09/2017 tarihinde davalı idareye yapılan başvuruya 04/10/2017 tarihinde verilen cevapta gerekli işlemlerin ve incelemelerin Tapu Sicil Müdürlüğü'nden takip edilmesi gerektiğinin bildirilmesi üzerine 09/01/2018 tarihli yazı ile Tapu Sicil Müdürlüğü'ne yapılan başvuruya verilen cevapta; davacı adına ... sınırlarında herhangi bir tapu kaydına rastlanmadığı, davacı adına kayıtlı hissenin Mahkeme kararı ile iptal edildiğinden tekrar tescilinin mahkeme kararı ile mümkün olacağının belirtilmesi üzerine, bu defa davacı tarafından mülkiyet hakkının davalı idarenin yapmış olduğu parselasyon işlemlerindeki hizmet kusuru ile sona erdiğinden bahisle meydana gelen ve .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yapılan keşif bilirkişi incelemesi sonrasında tanzim edilen bilirkişi raporunda belirtilen 198.250,00-TL zararının yasal faizi ile birlikte davalı idareden tazminine karar verilmesi istemiyle 06/03/2018 tarihinde bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İptal ve tam yargı davaları" başlıklı 12. maddesinde: "İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır." kuralına yer verilmiştir. Bu maddede göndermede bulunulan 11. maddede ise: "1) İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. 2) Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. 3) İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır." kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda içeriğine yer verilen düzenlemelere göre, ilgililerin haklarını ihlal eden bir idari işlemden dolayı dört farklı aşamada, dört ayrı şekilde ve birbirinden bağımsız olarak tam yargı davası açılması mümkündür. Buna göre; 1- Hakları ihlal eden idari işleme karşı iptal davası için öngörülen dava açma süresi içerisinde doğrudan tam yargı davası açabilirler. 2- Hakları ihlal eden idari işleme karşı dava açma süresi içerisinde iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilirler. 3- Hakları ihlal eden idari işleme karşı açılan iptal davasının karara bağlanması üzerine kararın tebliğinden itibaren dava açma süresi içerisinde tam yargı davası açabilirler. 4- Hakları ihlal eden idari işlemin icrası nedeniyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava açma süresi içerisinde dava açılabilirler veya bu dört ayrı tam yargı davası açma süresi içerisinde, 2577 sayılı Yasanın 11. maddesinde öngörülen başvuru yolları da kullanılmak suretiyle sözü geçen tam yargı davaları açılabilir.
Hakları ihlal eden idari işlemin icrası nedeniyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava açma süresi içerisinde dava açılabilmesine olanak sağlayan 2577 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca dava açacak kişiler için en son dava açma süresinin zararın kesinleştiği tarihi takip eden altmış gün içinde doğrudan ya da 2577 sayılı Yasanın 11. maddesine göre yapılacak başvuru üzerine açılacak dava süresinde olacaktır.
Hak arama özgürlüğünün gereği olarak, Yasanın davacı lehine en son dava açma süresine imkan veren düzenlemesi esas alınarak dava açma süresinin hesaplanması gerekir.
Aksine yapılacak bir değerlendirme, Anayasanın idarenin eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü kılan düzenlemesini hayata geçiren Yasanın anılan kuralının uygulanmasını sınırlandırarak kişilerin hak arama özgürlüğünü engelleyeceği gibi adil ve aleni olarak yargılanma hakkını öngören Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesindeki adil yargılanma ilkesiyle de çelişecektir.
Uyuşmazlıkta, ... sayılı parselin 341/9370 payının davacı adına tescil edilmesine ilişkin ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına karşın .... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K... sayılı kararı ile "... adına kayıtlı tapu kaydının iptaline" karar verilip kesinleşmesinden sonra, anılan hissenin davacı adına tespit ve tesciline karar verilmesi istemiyle açılan davada yapılan yargılama sonucunda .... Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesinin ...Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile reddedildiği ve dosyanın halihazırda Yargıtay ... Hukuk Dairesinin E:… sayılı dosyasında temyiz aşamasında olduğu, 27/09/2017 tarihinde davacı tarafından davalı idareye yapılan başvuruya 04/10/2017 tarihinde verilen cevapta gerekli işlemlerin ve incelemelerin Tapu Sicil Müdürlüğü'nden takip edilmesi gerektiğinin bildirilmesi üzerine 09/01/2018 tarihli yazı ile Tapu Sicil Müdürlüğü'ne yapılan başvuru cevabında; davacı adına ... sınırlarında herhangi bir tapu kaydına rastlanmadığı, davacı adına kayıtlı hissenin Mahkeme kararı ile iptal edildiğinden tekrar tescilinin mahkeme kararı ile mümkün olacağının belirtilmesi üzerine, bu defa davacı tarafından mülkiyet hakkının davalı idarenin yapmış olduğu parselasyon işlemlerindeki hizmet kusuru ile sona erdiğinden bahisle meydana gelen ve .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yapılan keşif bilirkişi incelemesi sonrasında tanzim edilen bilirkişi raporunda belirtilen 198.250,00-TL zararının yasal faizi ile birlikte davalı idareden tazminine karar verilmesi istemiyle 06/03/2018 tarihinde açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.
Buna göre, davacının hissesinin tespiti ve ihyası istemiyle açtığı davanın halihazırda temyiz aşamasında olduğu ve davacıya ait hissenin ortadan kalkmasından kaynaklanan ve süregelen zararın, idari eylem veya işlem daha önce öğrenilmiş olsa bile, tazmini amacıyla davanın devamı süresi içerisinde açılan davanın süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda, davanın esası hakkında, davalı idarenin bir kusuru bulunup bulunmadığının tespit edilerek bir karar verilmesi gerekirken davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yapılan istinaf başvurusunun reddine dair Bölge İdare Mahkemesi İdari dava Dairesi kararında isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 15/03/2021 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.