20. Hukuk Dairesi 2013/75 E. , 2013/4221 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
....Köyü, 102 ada 1 parsel sayılı 6358348,30 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, yörede 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırılması sırasında orman vasfı ile Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı, 05.03.2009 tarihli dava dilekçesinde, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, tapu kaydına ve .... Sulh Ceza Mahkemesinin 1997/14 Esas - 1998/12 Karar sayılı dava dosyasına dayanarak orman sınırları içinde bırakılan taşınmazının, ormanla ilgisinin bulunmadığı iddiasıyla tesbitin iptali ve muris .... varisleri adına tapuya tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 102 ada 1 parselin tapusunun iptali ile bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 6428,50 m²"lik kısmın 102 ada 1 nolu parselden ayrılarak son parsel numarası ile verilmek sureti ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesine göre 10 yıllık sürede zilyetliğe ve tapu kaydına dayanarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Yörede 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi gereğince yapılan orman sınırlandırılması 20/11/2008 ve 19/12/2008 tarihleri arasında ilâna çıkarılmış ve kesinleşmiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporuna ekli krokide (A) işaretli 6428,50 m2 yüzölçümlü kısmın orman vasfında olmadığı ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, incelenen dosya kapsamına, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre, mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir. Şöyle ki; davacı ..."ın orman alanını işgal ve yararlanma suçundan yargılandığı ve tapu kaydı bulunduğundan ve ağaçlarında sanık tarafından kesilmediği gerekçesiyle yasal unsurları oluşmadığından beraat ile sonuçlanan sulh ceza mahkemesinin 15/07/1998 gün ve 1997/14 - 1998/12 sayılı dava dosyası ile dava dosyası içerisindeki 312 tarih 193 nolu tapu kaydı, yapılan keşifte zemine uygulanmamıştır.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle davacı ..."ın dayandığı 312 tarih 193 nolu tapu kaydının, ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri ile revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları getirilerek, yapılacak keşifte, ilgili tapu kaydı ve tapu kaydı uygulaması yönünüden sulh ceza mahkemesinin 15/07/1998 gün ve 1997/14 - 1998/12 sayılı dava dosyası yaşlı mahalli bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla yöntemince zemine uygulanmalı,fen bilirkişisinden tapu kaydı uygulaması yönünden krokili rapor alınmalıdır. Tapu kaydı, çekişmeli taşınmaza uymaz ise, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca orman kadastro çalışmalarının yapıldığı, kadastro ekiplerince dava konusu taşınmazın orman
niteliğiyle Hazine adına tesbit ve tescil edildiği ve kamu malı niteliğini kazandığı, 3402 sayılı Kanunun 16/D maddesi hükmünde "Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, özel kanunları hükümlerine tâbi olduğu"nun belirtildiği, bu nedenle ormanlar hakkında özel kanun olan 6831 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 6831 sayılı Kanunun 11/1. maddesinde de orman kadastrosunun kesinleşmesinden sonra tapulu taşınmazlarda tapu sahiplerinin 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açabilecekleri hükmünün bulunduğu, bu ilkelerin H.G.K."nun 08.06.2005 günlü 2005/20-327 E.- 377 K. ve 28.06.2006 günlü 2006/20-467 E. - 494 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gözönüne alınarak, zilyetlikle böyle bir davanın dinlenilmesine olanak olmadığı, bu nedenle davacının açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Şayet, davacının dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu belirlenir ise, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre arazilerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Değinilen yönler gözetilmeksizin kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/04/2013 günü oy birliği ile karar verildi.