20. Hukuk Dairesi 2013/83 E. , 2013/4219 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü 162 ada 1 nolu ve 163 ada 2, 4 ve 5 nolu sırasıyla 5297,16 m2, 1790,10 m2, 1909,30 m2 ve 1709,24 m2 yüzölçümlü parsellerden, 163 ada 2 ve 5 nolu parseller, yığma taş duvarlı ahır ve bahçe, diğer parseller tarla vasfıyla belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak davalı ... adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların Hazineye ait olduğunu iddia ederek kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, çekişmeli 163 ada 4 ve 5 nolu parsellerin orman sayılan yerlerden olduğu, 162 ada 1 nolu ve 163 ada 2 nolu parsellerin orman sayılmayan yerlerden olduğu ve bu taşınmazların Hazine ile ilgisinin bulunmadığı, davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile 163 ada 4 ve 5 nolu parsellerin kadastro tesbitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına, 162 ada 1 nolu ve 163 ada 2 nolu parsellerin tesbit gibi davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm davacı Hazine tarafından çekişmeli 162 ada 1 ve 163 ada 2 nolu parsellere yönelik olarak temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.03.2012 gün ve 2011/16015-2012/4563 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, temyize konu 162 ada 1 ve 163 ada 2 sayılı parsellerin orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, mahkemenin bu kabulü dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemektedir. Şöyle ki; davalı ... adına tescile karar verilen 162 ada 1 nolu ve 163 ada 2 nolu çekişmeli taşınmazların orman bilirkişi raporunda orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş ise de çekişmeli ve komşu taşınmazların memleket haritası ve kadastro paftasındaki konumlarına göre dört tarafı kesinleşen 104 ada 1 nolu Devlet ormanı ile çevrili olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, çekişmeli yerler orman bütünlüğü içinde bulunmakta olup, 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklığı niteliğindedir.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, kanun gereği orman sayıldığı için, bu alanların, 15/07/2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri hükümleriyle Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacı Hazinenin davasının 162 ada 1 ve 163 ada 2 nolu parseller yönünden de kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu taşınmazların özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın reddi yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra 163 ada 4, 5 ve 2, 162 ada 1 nolu parsellerin kadastro tespitlerinin iptali ile orman vasfıyla tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmış, çekişmeli taşınmazlar orman sınırları dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 11/04/2013 günü oy birliği ile karar verildi.