20. Ceza Dairesi 2018/5952 E. , 2019/4205 K.
"İçtihat Metni"Yüksek Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki, İstanbul 75. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02/03/2017 tarihli ve 2015/689 esas, 2017/153 sayılı kararının kanun yararına bozulması talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 28/11/2018 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-Konuyla İlgili Bilgiler:
İncelenen dosyadan;
1- Şüpheli ... hakkında 20/06/2014 tarihli eylemi nedeniyle “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonucunda, 05/02/2015 tarihli ve 2014/144184 soruşturma, 2015/718 sayılı karar ile; 5237 sayılı TCK’nın 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun"un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararın şüpheliye 06/04/2015 tarihinde tebliğ edildiği,
2-Şüphelinin erteleme süresi içerisinde, 05/08/2015 tarihindeki rehberlik görüşmesine katılmadığı tespit olunmuş ve bu nedenle de 17/08/2015 tarihli uyarı müzekkeresi kendisine tebliğ edilerek şahıs yükümlülüklerine uyması gerektiği, aksi takdirde dosyasının kapatılarak Mahkemesine gönderileceği yönünde uyarılmış, uyarıdan sonra; rehber ile görüşmesi gereken 15/10/2015 tarihli Samba programına katılmadığı, 20/10/2015 tarihli tutanakla tespit edilerek yükümlülüklere uymadığı gerekçesi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca şüpheli hakkında, dava açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak 16/11/2015 tarihli ve 2014/144184 soruşturma, 2015/43436 esas, 2015/34625 sayılı iddianame ile kamu davası açıldığı,
3- Kanun yararına bozmaya konu İstanbul 75. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02/03/2017 tarihli ve 2015/689 esas, 2017/153 sayılı kararı ile; sanığın TCK’nın 191/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 20/03/2017 tarihinde kanun yoluna gidilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında; “ Dosya kapsamına göre, suç tarihi olan 20/06/2014 tarihinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 191/1. maddesinde ceza miktarının "bir yıldan iki yıla" olarak düzenlendiği, suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile ceza miktarının “iki yıldan beş yıla kadar hapis” olarak değiştirildiği, ancak suç tarihinin 20/06/2014 olması karşısında aleyhe kanun değişikliğinin sanık hakkında uygulanamayacağı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması gerekirken, yazılı şekilde lehe kanun değerlendirilmesi yapılmadan fazla cezaya hükmedilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek İstanbul 75. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02/03/2017 tarihli ve 2015/689 esas, 2017/153 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C-Konunun Değerlendirilmesi:
Suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile TCK’nın 191/1. maddesinde yapılan değişiklikle “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu için öngörülen ceza miktarının “iki yıldan beş yıla kadar hapis” cezasına çıkarıldığı, suç tarihinin 20/06/2014 olması nedeniyle aleyhe kanun değişikliğinin sanık hakkında uygulanamayacağı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve lehe olan sonucun esas alınması gerektiği gözetilmeden lehe kanun değerlendirilmesi yapılmadan sanığa fazla ceza verilmesi kanuna aykırı olup, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
D-Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, İstanbul 75. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02/03/2017 tarihli ve 2015/689 esas, 2017/153 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 09.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.