3. Ceza Dairesi Esas No: 2018/9257 Karar No: 2019/2048 Karar Tarihi: 05.02.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/9257 Esas 2019/2048 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir sanığın bıçakla birden fazla hayati bölgeyi hedef alarak yaraladığı bir vakayla ilgili hüküm verdi. Ancak mahkeme kararında bazı sorunlar tespit edildi ve bu nedenle karar bozuldu. Mahkeme, raporların yetersiz ve eksik olduğunu, hüküm açıklanmadan önce sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğini ve ceza miktarının uygun bir şekilde indirimli belirlenmesi gerektiğini belirtti. Karar, TCK'nin 86., 87., 29., 3., 61. ve 53. maddelerine göre verildi.
3. Ceza Dairesi 2018/9257 E. , 2019/2048 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Sanığın eylemi neticesinde mağdurda meydana gelen yaralanmaya ilişkin olarak Adli Tıp Kurumu Konya Şube Müdürlüğünce tanzim edilen ve hükme esas alındığı anlaşılan 09/11/2009 tarihli rapora göre, mağdurun “Sol meme altında 1 cm."lik giriş deliği olan kenarları düzenli kesici-delici alet yarası, sağda göğüs ön yüzde 7.8. kot seviyesinde 1 cm."lik kenarları düzenli kesici-delici alet yarası, sol hemitoraksa ve kalbe nafiz, sağ hemitoraksa nafiz kesici delici alet yarası, sağda pnömotoraks olduğu”nun belirtilmesi karşısında, sanığın bıçakla, birden fazla hayati bölgeyi hedef alarak yaşamını tehlikeye sokacak şekilde yaraladığı mağdurda meydana gelen yaralanmaların her biri için ayrı ayrı açıklanmak suretiyle hangisi ya da hangilerinin yaşamı tehlikeye sokacak nitelikte olduğu hususunda Adli Tıp 2. İhtisas Kurulundan 5237 sayılı TCK"nin 86. ve 87. maddelerine uygun şekilde rapor aldırılarak sonucuna göre olayın öldürmeye teşebbüs olup olmayacağı yönünden Görevsizlik kararı da değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yetersiz nitelikteki rapor hükme esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması, 2) Kabule göre; sanığın yargılama konusu eylemini, mağdur tarafından darp edilmiş olmasından kaynaklanan haksız tahrik altında işlediğinin kabulü karşısında, TCK’nin 3. maddesinde yer alan orantılılık ilkesi de nazara alınarak, TCK’nin 29. maddesi gereği makul bir oranda indirim yapılması gerektiği gözetilmeyerek, (¾) oranında indirim yapılmak suretiyle sanık hakkında eksik ceza tayini, 3) Sanık hakkında hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK"nin 86/1. maddesine göre temel cezanın belirlenmesinin ardından, artırım maddesi olan TCK"nin 86/3-e ve 87/1-d maddelerinin ayrı ayrı, denetime imkan verecek şekilde uygulanması, cezanın 5 yılın altında kalması halinde TCK"nin 87/1-son maddesi gereğince 5 yıla çıkartılması gerekirken; yazılı şekilde uygulama yapılarak 5237 sayılı TCK"nin 61. maddesine aykırı davranılması, 4) Gerekçeli karar başlığında mağdurun adı ve soyadı yazılmayarak 5271 sayılı CMK"nin 232/2-b maddesine aykırı davranılması, 5) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, CMUK’un 326/son maddesi gereği sanığın kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05.02.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.