14. Hukuk Dairesi 2016/17116 E. , 2020/5766 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.11.2014- 24.11.2014 günlerinde verilen dilekçeler ile asıl dava tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada haciz şerhinin terkinini talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 12.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi birleştirilen davada davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava, TMK’nin 676. maddesinde düzenlenen mirasçılar arasında miras taksim sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil, birleşen dava haciz şerhinin terkini istemine ilişkindir.
Davacılar vekili asıl davada, kardeş olan tarafların 17.03.2008 tarihinde ... 1. Noterliğinin 17.03.2008 tarih 10440 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde rızai taksim sözleşmesi ile anlaşma imzaladıklarını belirterek bu anlaşmaya göre 4563 ada 5 parsel, 5 numaralı bağımsız bölüm ve 4563 ada 6 parselde 4 numaralı bağımsız bölümün davacı ..., 4563 ada 5 parsel 6 ve 9 numaralı bağımsız bölümler ile 4563 ada 6 parsel 3 ve 8 numaralı bağımsız bölümlerin davacı ..., 4563 ada 5 parsel 3 ve 10 numaralı bağımsız bölümler ile 4563 ada 6 parsel 6 ve 7 numaralı bağımsız bölümlerin davacı ... adlarına tesciline; birleşen dava ile de dava konusu taşınmazlar üzerinden haciz şerhlerinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Asıl dosya davalılar ..., ..., ... ve ... ön inceleme duruşmasında; tapu iptali ve tescil davasını kabul ettiklerini imzalı beyanları ile bildirmişlerdir.
Asıl dosya davalısı ... vasisi ise davanın reddini savunmuştur.
Birleşen dosya davalıları ... ve ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazlardaki haciz şerhlerinin terkini durumunda mağdur olacaklarını bu nedenle davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; asıl ve birleşen davaların kabulü ile dava konusu bağımsız bölümlerin davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına miras taksim sözleşmesindeki uyarınca tesciline; dava konusu taşınmazlardaki haciz şerhlerinin de terkinine karar verilmiştir.
Hükmü; birleşen dosya davalıları vekili temyiz etmiştir.
Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzeninin sağlanması düşüncesiyle, satın alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat, hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir.
Belirtilen ilke, TMK’nun 1023. maddesinde aynen “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” şeklinde hükme bağlanmış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddede “bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde vurgulanmıştır. Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden, iktisapta bulunan kişinin iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; asıl dava davacıları ile davalıların akdetmiş oldukları miras taksim sözleşmesinin tarihinin 17.03.2008 olduğu ve tapuya şerh edilmediği, birleşen dosya davalıların haciz şerhinin 05.06.2008 tarihli olduğu anlaşılmaktadır.
O halde; her ne kadar mahkemece asıl davanın kabulü ile dava konusu taşınmazlar hakkında tapu iptali ve tescil kararı verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de miras taksim sözleşmesinin tapuya şerh verilmediği gözönüne alındığında, birleşen dosya davalılarının iyiniyetli 3. kişi oldukları ve TMK’nın 1023. maddesi uyarınca dava konusu taşınmazlardaki haciz şerhlerinin terkininin davalıların teminat hakkını ortadan kaldıracağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken birleşen dava hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle birleşen dosya davalıları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.