17. Hukuk Dairesi 2019/4173 E. , 2020/3501 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... Sigorta A.Ş vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 25.08.2014 tarihinde, müvekkillerinin eş/baba/oğul/kardeşi olan ..."in, yolcu olarak bulunduğu davalı ... Sigorta A.Ş"ye zorunlu mali mesuliyet sigortalı araçla diğer davalıların sürücüsü ve işleteni oldukları aracın karıştığı çift taraflı kaza sonucu, vefat ettiğini belirterek belirsiz alacak olarak davacı eş ... ve çocuklar ... ile ... için 1.000,00"er TL destekten
yoksun kalma tazminatı ile 5.000,00 TL cenaze ve defin giderinin; davacı eş, çocuklar, anne ve baba için 20.000,00"er, davacı kardeşlerin her biri için 15.000,00"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 26.04.2016 tarihinde destek taleplerini eş için 227.186,39 TL"ye, çocuk ... için 63.122,43 TL"ye ve çocuk Siraç için 73.579,80 TL"ye artırmıştır.
Davalı ... Sigorta A.Ş vekili, davanın reddini savunmuş; diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan delillere göre; kısmen kabulle, eş için 227.186,39 TL, çocuk ... için 63.122,43 TL ve çocuk Siraç için 73.579,80 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte ve 1.100,00 TL cenaze ve defin giderinin davalılar ... Sigorta A.Ş ve ..."den tahsiline; davacı eş, çocuklar, anne ve baba için 20.000,00"er, davacı kardeşlerin her biri için 15.000,00"er TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... Sigorta A.Ş ve ..."den tahsiline; davalı ..."ye açılan davanın reddine, karar verilmiş, hüküm, davalı ... Sigorta A.Ş vekili ve davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve özellikle davacı eş, çocuklar, anne ve baba yönünden manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile cenaze-defin gideri istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu
olacağı”, aynı Yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, zorunlu mali sorumluluk sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre, davalı ... şirketi davacıların desteğinin yolcu olarak bulunduğu kazaya karışan sigortalı aracın trafik sigortacısı (ZMSS) sıfatıyla, bu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda oluşan zarardan, kendisine sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olacaktır.
Somut olayda mahkemece, dosya kapsamında bulunan kusur raporu doğrultusunda olayda, davacıların desteğinin yolcu konumunda bulunduğu davalı ... Sigorta A.Ş"ye sigortalı araç sürücüsünün kusursuz, davalı sürücü ..."nin ise %100 kusurlu olduğu kabul edilmiş olmakla, hesaplanan tazminatlardan sürücüsü kusursuz olan davalı ... Sigorta A.Ş"nin de sorumlu tutulması isabetli değildir.
3-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın,
mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı kardeşlerin her biri lehine ayrı ayrı takdir olunan manevi tazminatların çok olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminatlara hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
4-Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13.maddesinde; "(1)Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.(2)Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez." düzenlemesi yer almaktadır. Davalı ... yönünden dava reddedilmesine karşın bu davalı lehine red nedenine göre vekalet ücretine hükmedilmemesi; yine davalı ... yönünden reddedilen cenaze ve defin gideri olan 3.900,00 TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle
davalı ... Sigorta A.Ş vekilinin, (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 16/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.